Hayatta her insan bir şeyler düşler. Yaşamın amaçlarından biridir bu düşler. Bu isteklerin kimi gerçekleşir, kimi gerçekleşmez. Önemli olan ise başarmak mıdır dersiniz? Tabi başarmak çok tatmin edici bir duygu, ama başarıyı destekleyen, yanımızda olduğunu her daim belli eden dostlara sahip olmak çok daha güzel.

Bazı insanlar vardır. Bizimle sevinir, bizimle üzülür. Her zaman omuzumuzda bir destek el olurlar. Ama bazıları vardır ki, onlar destekçi değil tam tersine kıskanç olurlar. Her şeyde bir kusur ararlar, yargılayıcı olurlar, hep olumsuz eleştiriler yapar durular. Hiç bir zaman sizin başarınıza saygı duymazlar. Başarılarınıza sizinle birlikte ve sizin adınıza sevinmezler.

İşte bu tarz bencil insanlar, kendileri gibi yanlarındakileri de aşağı çekerler. Kendileri ilerleyemez, yanındakini de ilerletmezler. Böyle kişiler artık ne  tür bir mutsuzluk içerisinde iseler çevrelerini de demoralize etmeyi her zaman başarırlar.

Şunu unutmayın ki sizin başarınızdan mutlu olmayan hiç kimse sizin gerçekten dostunuz, arkadaşınız, sırdasınız değildir. Olsa olsa zor günlere düşmenizi bekleyen, arkanızdan gülen, sevinen düşmanınız olabilirler.

O tip kişilere bazen açıyorum, çünkü mutluluk nedir bilmeden, iyi bir şeyler yapmadan, bu dünyaya güzel izler bırakmadan göçüp gidecekler. Çok zor bir yaşamları var. Sürekli gergin ve kötümser olmak insanı yorar. Oysa ki çok zor olmamalı sevinç ve mutlulukla dolmak, karşısındakinin iyiliğini istemek ve bir tebessüm etmek.

Huylu huyundan vazgeçmez demiş atalarımız. Demek ki var bir bildikleri ki bu söz kalıplaşmış, günümüze kadar gelmiş. Bana umudun var mı diye sorsanız bu konuda. Niye olmasın derim, çünkü ben hayata toz pembe bakan biriyim. Tüm olumsuzluklara rağmen, bir gün iyi ve güzel olacak her şey derim...