Hikaye anlatır gibi anlatır tecrübelerini yaşlı amcalar, teyzeler. Özellikle çocuk yetiştirmek ve bebek bakmak konusunda şimdiki yöntemlerle hiç örtüşmeyen örneklerle doludur çoğu. (Doktorlar, hemşireler boşu boşuna okul okumuştur zaten. Onlar ne anlar bebek bakmaktan, çocuk büyütmekten.)

Millet olarak tavsiye vermeyi, tecrübe paylaşmayı, doğru bildiklerimizi aktarmayı pek bir severiz değil mi? Karşımızdaki bize danışmasa da, fikrimizi merak etmese de paylaşmaktan kaçınmayız ne yazık ki... Hiç düşündünüz mü peki sizin tecrübeyle sabit paylaşımınız karşınızdaki kişiyi umutsuzluğa sürükleyebilir. Belki de iyi niyetli yol göstermeniz daha kötü sonuçlar doğurabilir. Doğru yoldan saptırabilir.

Düşünmüyoruz işte çoğu zaman bunları. O an için tek önemli olan bu konuda bilgi sahibi olduğumuzu kanıtlamak. Benim de başıma gelmişti ve şu şekilde başa çıkmıştım demek.

İnsanların her konuda bir fikrinin olması ve bu fikri her an paylaşmaya çalışması sadece bana rahatsızlık veriyor olamaz herhalde. Okumak ve araştırmak, bir uzmana danışmak bazı durumlarda çok daha güvenli olur sanıyorum. Çünkü herkesin doğrusu kendine fayda sağlayandır. Bakalım bize çare olabilir mi?