Ülke tarihinin kırılma noktalarından birinin yaşandığı, bir utanca daha şahit olduk. Gezi davası kapsamında yargılanan ve Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen TİP Hatay  Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararı, TBMM’de okundu. 
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayarak, Hatay halkının seçtiği Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürdü.
TBMM’de Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları çiğnenerek, milli irade, Meclisin meşruiyeti açıkça yok sayıldı. 
Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan milletvekilleri ve Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ aleni şekilde suç işledi…
Darbe karşıtı olduğunu söyleyenler ve meydanlarda FETÖ darbesine karşı durduklarını her ortamda iddia edenler, anayasal düzene ve hukuk devletine açıkça darbe uygularken, buna sessiz kalan, umursamayan, gülen vekillerin olması ise nasıl bir karanlığın içinde olunduğunun göstergesi… Özellikle 28 Şubat süreci ve başörtü mücadelesinde, haklarını savunmak için mahkeme kapılarını aşındıranların, kendi mahallelerinden olmayan başka birine yönelik hak ihlali ve anayasanın çiğnenmesi durumuna göz yumması ise riyakarlığın başka bir boyutunu gözler önüne seriyor.
Durumun son derece önemli ve tehlikeli olduğu gerçekliğinden uzak, bir koltuk ve güç  sevdasıyla Mecliste milletin vekilliğini yaptıklarını iddia edenler, “biz hukuka değil, hukuk bize uyacak” diyenler, bir gün katlettikleri adalete ihtiyaç duyacak. Bunun bilincinde olmamaları ve mecliste ülkenin geleceğine ilişkin karar veriyor olmaları ise çok acı...