Boşanma sürecindeki eşini ‘tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ gerekçesiyle 11 yıl 6 ay  hapsi istenen bir kişi,  3 yılın sonunda, yurtdışı çıkış yasağı ve  adli kontrol şartıyla geçtiğimiz günlerde tahliye edildi.
Evet, her gün bir kadın katledilmeye devam ederken, 3 yıl önce İstanbul Bakırköy’de Anna Butim’in yüzünü  bir AVM çıkışı falçatayla kesen Mesut Öztürkmen, denetimli serbestlikle tahliye edildi. 
15 Ocak 2021’de uzaklaştırma kararı olmasına rağmen boşanma aşamasındaki eşi Anna Butim’i takip eden Mesut Öztürkmen, gündüz vakti herkesin içinde bir alışveriş merkezinde falçatayla saldırarak,  Butim’in yüzünü kesti. Çevredekilerin müdahale etmesiyle daha fazla ileri gidemediği bildirilen olayla ilgili iddianamede,  Mesut Öztürkmen’in amacının öldürmek olduğu, falçatayı rastgele sallayarak eylemini tamamlamaya çalıştığı  belirtiliyor.   
Davaya ilişkin en son görülen duruşmada ise Cumhuriyet Savcısı, Öztürkmen'in tutuklulukta geçirmiş olduğu 3 yıllık süre, suç vasfının sanık lehine değişme ihtimali ve delillerin toplanmış olmasını göz önüne alarak tahliyesini talep etti. 
Suç vasfının değişme ihtimalinin söz konusu olmadığını aktaran Anna Butim'in avukatının  sözleri ise "Eğer mahkemeniz sanığı tahliye ederse bu müvekkilimin ölüm fermanını imzalamak olacaktır" oldu.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanan Mesut Öztürkmen ise "Ben çok pişmanım. Cezaevindeyken zaten boşandım. Söz veriyorum ona yaklaşmayacağım. Ben suça meyilli biri değilim. Hayatımda gördüğüm ilk hakim sizsiniz, daha önce herhangi bir suç da işlemedim" dedi.
Duruşmanın sonunda, mahkeme, sanığın yurtdışı çıkış yasağı ve her hafta imza verme kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Hakimler, savcılar, yasaları kanunları elbette çok iyi biliyorlar. Toplumun güvenliği ve adaletin tecelli etmesi için elbette en doğru kararı verecekler.
Fakat, toplumsal gerçeklerle, dışarıda her an bir saldırı ve ölümle karşı karşıya kalan kadınlar,  tehlike altında.
Defalarca tehdit edilen, planlı bir saldırıyla kamusal alanda öldürülmeye çalışılan Anna Butim’in şu anda güvende olacağına, korkmadan dışarıya çıkıp, normal şekilde hayatına devam etme ihtimaline inanılabilinir mi? Ne yazık ki daha önce yaşanılan acı deneyimler, güvende olma duygusunu engelliyor.  Verilen kararla birlikte Anna Butim, hayati endişesi nedeniyle  yaşadığı yeri değiştirmiş. 

Mevcut cezalar, canilere yeterli gelmiyor. “Üç beş yıl yatar çıkarım” “Çok ceza vermiyorlar, pişmanım” derim düşüncesiyle binlerce can katlediliyor.  
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadının toplumda konumlandırılışı, eril dilin toplumun her tabakasında etkin şekilde yer alması, şiddeti egemen kılan en önemli detay…
Sokaktaki işçiden hastanedeki doktora, ülkeyi yöneten siyasetçiye hatta adliyedeki avukata, hakime, savcıya kadar toplumsal, kültürel kodlarla sirayet eden eril bakış açısı, bazen kadının celladı olabiliyor…