Tekirdağ’da sendikalar, sivil toplum kuruluşları, Tekirdağ Kent Konseyi ve hak savunucuları, sokak hayvanlarının uyutulmasına ilişkin yasa tasarısı ve Filistin’de ki katliama ilişkin meydanlarda tek ses oldu.

Tekirdağ Kent Konseyi, sahiplenilmeyen sokak köpeklerinin bir ay içinde uyutulması kapsamında planlanan yasal düzenlemeyle ilgili, KESK ise İsrail’in Filistin’deki katliamına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Her alanda yaşam hakkının öneminin vurgulandığı basın açıklamasında, Türkiye’de ki yargı pratiği ve yasa yapma pratiğinin, halkı dışladığına dikkat çekildi.

Tekirdağ Kent Konseyi, Tekirdağ Barosu,sendikalar, dernekler, çok sayıda sivil toplum kuruluşu, hak savunucuları,  yaşam hakkı için seslerini duyurmaya çalıştı...

İnsanların, hayvanların, doğanın katliamına karşı yaşam hakkını savunmak, ses olmak için farklılıklara rağmen meydanlarda buluşmak, çok kıymetli... 11 yıl önce Gezi de olduğu gibi....

Tüm çürümüşlüğün içerisinde haksızlığa ve adaletsizliğe karşı ortak ses çıkarmak önemli... Halkın, vatandaşın, alanında uzman kişilerin sesini duymak, onları dinlemek, yönetimde esas alınması gereken temel unsurlar arasındayken,  ne yazık ki ülkemizde durum iç açıcı değil... Antidemokratik uygulamalar  ve kararlarla, hamasetle, yaşam hakkını yok saymakla, adaletsizliğin benimsendiği yönetim anlayışı,  ülkeyi hızla karanlığa  sürüklüyor... Bu nedenle talepleri,  çözüm önerilerini dinlemek, duymak karanlıktan aydınlığa çıkmak için önemli adımlardan biri... Daha fazla karanlığa ve kötülüğe gömülmemek için meydanlardaki seslere kulak verilmeli...

Tekirdağ'dan yükselen seslere de dile getirilen eksiklikler ve çözüm önerilerine de kulak verilmeli....

Basın açıklamasında Tekirdağ Kent Konseyi adına konuşan Tekirdağ Hayvanları Koruma Derneği Başkanı ve Tekirdağ Kent Konseyi Çevre Komisyonu Üyesi Bedia İlerler, hayvanların uyutulmasına ilişkin isteğin, Hayvanları Koruma Kanunun ruhuna ters olduğuna dikkat çekti.

“ İsmi Hayvanları Koruma Kanunu peki bu kanunun neresine öldür emri yerleştireceksiniz?” diyen İlerler, mevcut kanunun uygulanmadığına, denetimlerin yapılmadığı ve yerel yönetimlerin, yükümlülükleri yerine getirmediğini vurguladı.

Popülasyonun hızının önüne geçilemeyince, tüm günahsız canların katledilmesi için yasal düzenleme yapılmaya çalışıldığını belirten İlerler, şunları paylaştı:
“Tüm hayvanları katletseniz bile, kısa bir süre sonra aynı manzarayla karşılaşacaksınız. Çünkü sokak hayvanı diye bir cins yoktur. Kendi eğlencesi, çocuğunun isteği, sürüsünün korunması, fabrikasının korunması vs. için büyük paralar verip, alınan köpekler, insanlar sıkılınca veya artık işlerine yaramayınca sokağa bırakılmış ve birbirleriyle çiftleşerek çoğalmışlardır. Yani sokak hayvanı dediğiniz, bu gün öldürmeye karar verdiğiniz köpekler, bir zamanlar sizin dileye isteye evinize aldığınız, hatta çiftleştirerek yavru sahibi olduğunuz, sonrasında sattığınız, satamadığınızı sokağa saldığınız veya korunmak için aldığınız, elden ayaktan düşünce sokağa attığınız hayvanların soyundan gelmektedir. Ayrıca, merdiven altı üretim durdurulmadıkça, ithalatın önüne geçilmedikçe, bu problemi yaşamaya devam edeceğiz”

MEVCUT UYGULAMA DEVAM ETMELİ

“Topla, kısırlaştır, aşıla, geri bırak” uygulamasının devam etmesini istediklerini aktaran İlerler, “Kısırlaştırmanın pahalı olduğunu söyleyip, öldürmenin yolunu arayanlar bilsin ki, katliam iğnesinin fiyatı kısırlaştırmanın çok üstünde. Bu da, ötenazi uygulamasından daha vahşi uygulamalar yapılabileceği kuşkusu uyandırmaktadır” şeklinde konuştu.

Çözüm önerilerini  ise şöyle aktardı: “Yerel yönetimlerde Veteriner İşleri Müdürlükleri kaldırılarak, Sağlık müdürlükleri bünyesine alındı. Bunun düzeltilmesi gerekli, Büyükşehirlerde, Veteriner İşleri Daire Başkanlığı, diğer belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlükleri derhal yeniden kurulmalıdır.Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokaktan sahiplenilmesi özendirilmeli, kimlik alınması sırasında yaşanan zorluklar ortadan kaldırılmalıdır. Sokağa terk edilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Kırsal alanlarda tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalı, yaşlanınca kente atılmalarının önüne geçilmelidir. Barınaklar, yaşam alanı haline getirilmeli, hayvanları öldürmek yerine güçten düşen, zayıf, engelli hayvanlar hayatları boyunca bu yaşam alanlarında kalmalıdır. Sözün özü, yasalar öldürmek için değil, yaşatmak için çıkartılmalıdır.Makul başka çözümler olduğunu biliyoruz, biliyorsunuz. İçinde bir damla vicdanı olan herkes bu yasa tasarısındaki vahşeti görüyor. Öldürmek çözüm değil. Yaşam hakkı tüm canlılar için kutsaldır"

Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün de konuşmasında, Tekirdağ Barosu olarak yaşam hakkının savunucusu olmaya devam edeceklerini vurguladı.

“Türkiye’de ne yazık ki yargı pratiği ve yasa yapma pratiği, halkı dışlamaktadır” diyen Gürcün, "Tekirdağ Barosu’nun her zaman yaşam hakkının savunucusu olduğunu söylemiştik. Biz bu uğurda gereken mücadeleyi emin olun yapıyoruz. İsrail’in dünyanın gözünün önünde umarsızca Filistin’deki işlediği soykırımın bir an önce bitmesi için dünya kamuoyunun ayağa kalkması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Biz Tekirdağ Barosu olarak İsrail devletinin yöneticileri katil Netanyahu ve onun devlet adamları hakkında Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Biz, bu suç duyurusunun peşindeyiz. Konu, Adalet Bakanlığı’nın önünde Adalet Bakanlığı’nın vereceği izinle bu soruşturma Türkiye’de yapılabilir. Bu katiller, Tekirdağ’da Ankara’da yargılanabilir” ifadelerini kullandı.

Konfederasyonu (KESK) Şubeleri adına konuşan Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik de  İsrail'in Filistin'deki katliamına dikkat çekti.

Savaşı kazananın sadece savaş tüccarları, halkın sırtından zenginleşenler, ülkeyi savaşla, çatışmalarla, toplumsal kutuplaşmalarla ve baskıyla yöneten rejimler olduğunu belirten Özçelik;
“İnsanlık bu barbarlığı durdurmak sorumluluğu ve göreviyle karşı karşıyadır. Ya bu katliamlar ve barbarlık durdurulacak ya da işlenen savaş suçlarına ortak olunacaktır.Halkların güvenlik ve refah içinde yaşamasının tek yolu kalıcı ve adil barıştır.Bunun için; Filistin halkına yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır. İsrail işgal ettiği topraklardan geri çekilmelidir. İsrail ile yapılan siyasi, askeri ve ekonomik tüm anlaşmalar iptal edilmelidir. Filistin halkının eşit, özgür bir Filistin’i yaratmak için işgalci Siyonist İsrail’e ve emperyalizme karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinin yanındayız. Filistin halkına ekonomik, sosyal her türlü destek sağlanmalıdır. Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir ‘çözüm’ kabul edilmemelidir” sözlerini paylaştı....

Bu sesleri, sözleri duyarak, dinleyerek  aydınlığa doğru yol alabiliriz....