Deprem kuşağında yer alan ve yıllardır beklenen Marmara depremi için Tekirdağ ne kadar hazır...
Deprem kuşağında yer alan ve yıllardır beklenen Marmara depremi için Tekirdağ ne kadar hazır...
Kahramanmaraş merkezli 11 ilin etkilendiği depremlerin ardından unutulan ve umursanmayan deprem gerçeği tekrar kendini hatırlatsada olası bir depreme hazırmıyız....
1999 depreminin ardından geçen 24 yılda ne yazık ki bir şey yapılmadığı, son birkaç yıldır hatta 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden sonra konuya ilişkin kurumlar tarafından çalışmalar yapıldığı görülüyor.
Olası afet durumunda kurulacak çadır kentler ve bu alanların alt yapısı, elektrik kesintileri ve iletişim kopukluğunun önüne geçmek amacıyla ilave tesisat montajları gibi daha önce planlanıp yapılması gerekenler yakın tarihlerde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaya başlandı.
Yine Kahramanmaraş depremlerinin ardından Süleymanpaşa Belediyesi ve Namık Kemal Üniversitesi, acil eylem planı kapsamında, Süleymanpaşa’da bulunan başta eski binalar ve riskli zemine sahip olduğu bilinen bölgeler olmak üzere zemin etütleri ve binaların risk analizlerinin ivedilikle gerçekleştirilmesine yönelik protokol imzalayarak çalışma başlattı...
Daha önceden planlanması ve kentin olası bir depreme hazır olması gerektiği bir dönemde, birçok şeye daha yeni başlanıyor. "Zararın neresinden dönülürse kardır" diyerek, rehavete kapılmadan çalışmaların tamamlanmasını, yeni bina yapımlarında müteahhitinden mühendisine, denetimcisinden izinleri veren memur ve yöneticisine kadar hepsinin en doğru şekilde işlerini yapmasını umut ediyoruz..
Kurumların çalışmalarının yanı sıra halkın da bireysel olarak gerekli tedbirleri alması oldukça önemli..
Bina analizlerine ilişkin başvuruların çoğu; "Sonuç kötüyse ve evimin yıkılması gerekirse şu an gidebilecek başka bir yerimiz, masraf yapacak bütçemiz yok" gerekçeleriyle ev sahipleri tarafından yapılmıyor. Bu duruma da çözümler geliştirilmeli... insanlar durumu umursamamanın haricinde korktukları için de adım atmıyorlar...Kaderimizde varsa yaşayıp, göreceğiz çaresizliği ne yazık ki çok acı...
Öte yandan olası afet anında yapılacakları planlamak, nerede durulacağı, yanında neler olması gerektiği, aile bireyleriyle dışarıda nerede buluşulacağının belirlenmesi gibi bireysel hazırlıklar da es geçilmemeli...
Bu konuda birçok STK ve kurumlar bilgilendirmede bulunuyor. Toplumsal hazırlığın yanı sıra bireysel hazırlıklar da bu süreçte oldukça mühim.Psikolojimizi bozmadan, olabileceklerin farkındalığıyla tedbirli olmaya kendimizi hazırlamalıyız...
Meydana gelen bir depremin ardından kısa dönem farkındalık ve bilinç oluşsa dahi bir süre sonra unutup, önemsemekten vazgeçilmemeli... Kahramanmaraş depremlerinin ardından acil afet çantası hazırlayıp, gece uyurken yanınımıza su alırken, zamanla rehavete kapılıp bu küçük detaylardan bile vazgeçilebiliyor.
Gerçeklerden uzaklaşmadan kurumlar ve halkın ortak payda da sürdürülebilir afet planlaması en temel gereksinimler arasında... Daha fazla vakit kaybetmeden, kaderciliği bahane etmeden, bilimsel veriler ve deprem kuşağındaki Japonya gibi diğer ülkeler örneğini göz önüne alarak daha hızlı şekilde yol alınmalı. Daha büyük tarjediler yaşamadan bu gerçeğe entegre olan, şehirler kurulmalı...