Kira fiyatlarında ki fahiş artışlar, ev sahipleri ve kiracıları karşı karşıya getiriyor. En çok tartışma konularından birini de kira sözleşmesi imzalanırken,  kiracının tahliye taahhütnamesini de imzalaması talebi oluşturuyor.

Ev sahipleri, kira sözleşmesiyle aynı anda tarih alanı boş bırakılacak şekilde tahliye taahhütnamesini imzalatarak, kendilerini güvence altına almaya çalışıyor. 

Herhangi bir olumsuz durumda ya da piyasa koşullarına göre kira zam artış talebi kabul edilmediğinde, tarih alanı boş olarak imzalanan tahliye taahhütnamesinin daha sonra ev sahibi tarafından  doldurularak evin boşaltılmasına ilişkin işlem yapıldığı en çok konuşulan konular arasında.

Artan enflasyonla birlikte benzin, temel gıda, ısınma, su, elektrik faturalarına da her geçen gün zamlar ekleniyor. Mevcut piyasaya oranla evlerini kiralamak isteyen birçok mülk sahibi,   kiracıları daha kolay çıkarmak için bu yöntemi uguluyor.

Tahliye taahhüdünde bulunmak normalde kiracının özgür iradesiyken, günümüz koşullarında ne yazık ki kiracılar imzalamak zorunda bırakılıyor.
Başını sokacak ev  ihtiyacını bir an önce karşılamak isteyenler, tüm koşulları kabul ediyor.

Yargıtay kararlarına göre ise  kira sözleşmesi ile aynı tarihte imzalanan tahliye taahhütnamesi, kiracının
psikolojik baskı ile imzalamış olması gerekçesiyle geçerli sayılmıyor.

Taahhütnamede mülkün boşaltma tarihi belirtilmemiş olması,  aile konutunda eşlerden birinin rızası olmaması durumunda tahhütname geçerli sayılmıyor.

Kira sözleşmesi imzalanırken  yada sonrasında kiracıdan boş tarihli tahliye taahhütnamesi alan ev sahibi, kiracıyı çıkarmak istediğinde boş tarihli taahhütnameyi kendisi doldurabiliyor ve  boş taahhüdname imzalandığı ispatlanmaz ise hukuken geçerli olmuş sayılıyor.

Hukukçular da kira sözleşmesiyle aynı anda boş tarihle imzalatılan tahliye taahhütnamesinin bir kopyası alınması konusunda uyarıyor.