Cumhurbaşkanı ve AK Parti  Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kasım 2002'den beri Tekirdağ'ın tercihi ne olursa olsun şehrimizi hiçbir zaman ihmal etmediklerini, kaderine terk etmediklerini dile getirdi. 
Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi Tekirdağ’ın ihmal edilmemesini o kadar çok isterdik ki!
Fakat, şehrin geneline baktığımızda gerek iktidar gerek ise yerel yönetimler tarafından kaderine terk edilen ve çoğu zaman ihmal  edilen bir şehir görüyoruz. 
Tekirdağ’a merkezi hükümet tarafından 21 Yılda 157 milyar liralık yatırım yapılsa dahi en çok vergi veren iller arasında ilk 10’da yer alan Tekirdağ’ın, yatırım alma konusunda karşılığını göremeyen, büyük  bir köyden hallice hali aşikardır.
Ne kadar yalnız bırakılmadığımız söylense dahi bazı örnekler  olabildiğince can yakıcı. 2018 yılında meydana gelen Çorlu Tren  kazasının olduğu bölgede, menfez çalışması için açılan ihale, ‘ödenek tahsis izni çıkmadığı’ gerekçesiyle iptal edildiğinde ve birçok ihmaller nedeniyle  25 kişinin yaşamanı yitirdiği, 328 kişinin yaralandığı kazada, üst düzey sorumlular, hiçbir şey olmamış gibi davrandığında, yakınlarını kaybeden ailelerin ise adalet çağrılarında, yalnız kalan bir Tekirdağ gördük.
Herkesin gözleri önünde Tekirdağ’ın kalbine hançer gibi saplanan, likit kimya depoları ile birlikte genişleme çalışmalarını yürüten Ceyport Limanının, yargının yürütmeyi durdurma kararına uymayarak çalışmalarını devam ettirdiğinde ya da  daha proje aşamasında planlar, imar değişiklikleri yapılırken, gerek farklı partilere mensup yerel yöneticilerin, gerek Bakanlıkların bu durumu onaylaması ile Tekirdağ ihmal edildi.
14  Organize Sanayi Bölgesi olan Tekirdağ’da OSB’lerin yarısı boşken, yeni OSB girişimlerinde, özellikle birinci sınıf tarım alanılarına yapılmak istenen Organize Sanayi Bölgesi girişimlerinde ya da kamu yararı güdülmeyen ve şehre zarar vereceği bilim insanları tarafından defalarca dile getirilen çalışmalarla ilgili Bakanlıkların, hukuka ve yönetmeliklere aykırı verdiği kararlar ile Tekirdağ kaderine terk edilmek istendi. 
Basit belediye hizmetlerinde dahil birçok ihmal söz konusuydu. CHP’li Büyükşehir Belediyesi’nin yeterli ve nitelikli kadrolar oluşturup, temel alanlarda bile nitelikli hizmet sağlayamamasının yanı sıra, belediyeye tahsis edilmesi gereken sahil dolgu alanı gibi alanların, merkezi yönetim tarafından belediyeye tahsis edilmemesi ve işlevsiz olarak kalması da somut bir gerçekti. 
Ya da Rumeli İskelesi, CHP’li Süleymanpaşa Belediyesi’ne yüksek bedellerle verilmek istenirken, AK Partili Süleymanpaşa Belediyesi’ne uygun koşullarda tahsis edilmesi ve halkın hizmetine sunulması, küçük şeyler olarak görülse bile Tekirdağlıları bir nevi yalnız bırakma, hizmetten mahrum etme olarak nitelendirilebilir. Süleymanpaşa halkı tarafından seçilen bir belediye başkanının, belli bir kesimin tepkisi nedeniyle  görevden istifasının istenmesi de halkın yalnız bırakılarak, ihmal edilmesidir. Süleymanpaşa Belediye Başkanlığı görevinden, talepler üzerine istifa eden Cüneyt Yüksel’in, bölge halkı tarafından en çok dile getirilen isim olması nedeniyle büyükşehir belediye başkan adayı olarak gösterilmesi, halkın sesine kulak verildiği anlamına gelse dahi başka bir durumda tekrar istifasının istenip, halkın yalnız kalacağı ihtimaline ilişkin akıllarda soru işareti kalıyor.
Parti ayrımı yapmaksızın Tekirdağ’ın nasıl ihmal edildiğine ilişkin  birçok örnek sıralanabilir.Fakat, Tekirdağlılar, Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın da dile getirdiği gibi ayrım yapmaksızın, ihmal edilmeden, hizmet bekliyor, kalkınmak istiyor.