CHP Süleymanpaşa İlçe Başkanı Ali Engin, “17 Ekim Yoksullukla Mücadele Günü” dolayısıyla Süleymanpaşa’da salı günleri kurulan halk pazarının girişinde basın açıklaması yaptı
Engin, açıklamasında, Birleşmiş Milletlerin 1992 yılında yoksulluğu yok etmek için tüm dünyada 17 Ekim’i “Yoksullukla Mücadele Günü ilan ettiğini belirtti.
Buradaki amacın yoksulluk meselesine dikkati çekmek ve bir o kadar da yoksullukla mücadele için politikaların neler olabileceğini ülkelerin masaya yatırmasını sağlamak olduğunu anlatan Engin, “Yoksullukla mücadele, sadece insanların gelirlerini belli bir düzeyin üzerine çıkarmak değil onların birçok kamu hizmetine ve sosyal hizmetlere de erişim imkanlarının geliştirilmesi demektir” diye konuştu.
Engin, bugün ülkede ciddi bir yoksulluk ve gelir dağılımı eşitsizliği bulunduğunu ifade etti.
Türkiye’de elde edilen toplam gelirin büyük bir kısmının nüfusun çok küçük bir bölümü tarafından paylaşıldığını, her türlü sosyal imkanlardan da yine bu şanslı azınlığın yararlanabildiğini vurgulayan Engin, “Nüfusun yüzde onuna bile hizmet vermeye yetmeyecek alışveriş merkezlerinin, turizm işletmelerinin dolu olmasını örnek göstererek ülkenin refah içinde olduğunu savunmak, çeşitli uydurma tehditlerle milletin milli duygularını kullanarak vatandaşının feryadını dizginlemeye çalışmak yoksulluk problemini çözmemiştir, çözemeyecektir” dedi.
Engin, araştırmalara göre geçen ay açlık sınırının 12 bin 612 liraya, yoksulluk sınırının ise 43 bin 623 liraya yükseldiğini söyledi.
“ÇOCUKLAR AÇLIKTAN BODUR KALDI”
Açlık sınırının, dört kişilik ailenin bir aylık sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için harcaması gereken miktarı, yoksulluk sınırının ise gıda dahil tüm masraflarını ifade ettiğini aktaran Engin, şunları kaydetti:
“Raporda sağlıklı ve dengeli beslenmek için tüketilmesi gereken gıdaların aylık karşılığı, yetişkin erkeklerde 3 bin 451, yetişkin kadınlarda 3 bin 297, 15-18 yaş grubundaki gençlerde 3 bin 549, 4-6 yaş grubu çocuklarda 2 bin 314 lira olarak hesaplanmış. Üzülerek görüyoruz ki okula aç gitmek zorunda kalan öğrenciler büyük yara oluşturuyor. Bazı bölgelerde beslenme çantaları hiç yokken, bazı bölgelerde çantalarda daha az besin yer alıyor. Yeteri kadar beslenememekten dolayı bodurluk, çocuklar için en büyük tehlike olmaya başladı. Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Araştırma raporu bize çarpıcı bilgiler sunuyor. Kronik açlık nedeniyle Doğu Anadolu'daki çocukların yüzde 3,5'i, Güneydoğu Anadolu'da yaşayan çocukların 5,4'ü bodur kaldı.
Aynı bölgelerde yaşayan erkek çocukların açlığa bağlı olarak bodurluk oranı yüzde 6, kız çocukların ise yüzde 5,5 olarak gerçekleşti. Çocuklarımız yeterli besin alamadığı için kansızlık sorunu ile karşı karşıya. İlkokula devam edenlerde yüzde 87, ortaokul öğrencilerinde yüzde 72, lise öğrencilerinde ise yüzde 64 oranında kansızlık problemi var. Ortaya çıkan araştırmaya göre kız öğrencilerin yüzde 85'i, erkek öğrencilerin de yüzde 68'i kansızlıkla mücadele ediyor. Ülke genelinde yüzde 39 oranla öğrenciler okuduklarını anlamıyor. Bunun üstüne söylenecek söz olabilir ki? Mevcut iktidar en güvenilir kurumlardan birisi olması gereken devlet istatistik enstitüsü enflasyon verileri dahi manipüle ederek ülkemizdeki yoksulluk problemini yok saymaya devam ediyor. Esnaf, sanatkar, küçük işletme sahipleri, emekli, sabit gelirli ve memurlar gibi emekleri ile yaşamlarını idame ettirmeye çalışan vatandaşımız bugün değil bir ev, bir araba sahibi olmak, çocuklarını dahi okula gönderirken, kasaptan, manavdan alışveriş ederken bile kara kara düşünmek mecburiyetinde kalıyor. Ülkemiz zengin kaynakları, sanayisi ve üretken insan gücüyle yoksulluk probleminin üstesinden gelebilecek güçlü bir ülkedir. Yoksulluk problemi ancak sosyal demokrat, eşitlikçi politikalarla çözülebilir. Cumhuriyet Halk Partisi yoksulluğun karşısında ürettiği sosyal politikaları halkımızla paylaşmaya devam etmektedir.”
