Geçen hafta Tekirdağ'da yaşanan iki trajik olay, ülkemizde şiddetin ne kadar yaygın hale geldiğini ve can güvenliği konusunda ciddi sorunlar yaşandığını bir kez daha gözler önüne serdi.
16 yaşındaki bir çocuğun CHP Süleymanpaşa Belediye Meclis Üyesi Mustafa Can Ekiciler’i başından silahla vurarak ölümüne neden olması ve Elif Dim'in eşi tarafından dövülerek öldürülmesi, toplumdaki şiddet eğilimlerindeki artışı, toplumsal güvenliğin sağlanmasında yetersiz kalındığını ve bireylerin can güvenliğinin tehlikede olduğunu gösteriyor.
Acı içerisinde tanık olduğumuz ve her geçen gün artan şiddet olayları, Türkiye'de derinlemesine ele alınması gereken sosyal bir kriz haline gelmiştir...
Kadına yönelik şiddet, hala büyük bir toplumsal yara olarak varlığını sürdürürken, bu konuda atılması gereken adımların gecikmesi, toplumda can güvenliği olmadan yaşam mücadelesi verilmesine neden oluyor.
Yetersiz yasal düzenlemelerin, şiddeti ve cinayetleri engellemekte yetersiz kalması faillerin cesaret bulmasındaki en büyük etkenler arasında...
Cezasızlık, toplumsal adalet duygusunu zedelerken, toplumda şiddetin normalleşmesini de etkiliyor.
Şiddetin kökenine inmek, sadece ceza mekanizmalarıyla değil, aynı zamanda toplumsal yapının iyileştirilmesiyle mümkün... Bu bağlamda, hükümetin politikaları, uygulamaları ile birlikte eğitim, medya ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde şiddeti önleme konusunda etkin çalışmalar yapması, toplumsal bilinçlenmenin artırılması ve eğitimin yaygınlaştırılması önemli...
Toplumsal huzur ve güven, adaletin sağlanması, etkin yasalar, iş birliği ve ortak çaba ile sağlanabilir.