Günümüzün en önemli hastalıklarından olan obezite özellikle gelişim çağındaki çocukları tehdit ediyor. 
Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi kurucusu Uzman Diyetisyen Zeynep Ezgi Türkoğlu ve Diyetisyen Gözde Alkan sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemi hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu. Uzmanlar, kaynağı bilmeyen sokak sütlerinin tüketilmemesi, güven vermeyen kasaplardan et ve et ürünleri alınmaması, içeriği bilinmeyen açıkta satılan her üründen uzak durmayı tavsiye ediyor. 

trakyagazetesi-diyetisyen

Sizleri tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben Uzman Diyetisyen Zeynep Ezgi Türkoğlu. 2017 yılında Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden onur derecesi ile mezun oldum. Yüksek lisansımı 2017-2022 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Bölümünde tamamlayarak Uzman Diyetisyen unvanını aldım. 2018 yılından beri Tekirdağ’da bulunan Uzman Diyetisyen Zeynep Ezgi Türkoğlu Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezinde kurucu diyetisyen olarak hem online hem de yüz yüze danışmanlık hizmeti vermekteyim.
Ben de Diyetisyen Gözde Alkan. 2023 yılında Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden mezun oldum. Yaklaşık 3 aydır Uzman Diyetisyen Zeynep Ezgi Türkoğlu Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi bünyesinde online ve yüz yüze olarak beslenme danışmanlığı hizmeti vermekteyim.
Uzman beslenme danışmanlarından dengeli beslenme nasıl olur, bilgi alalım öyleyse.
Dengeli beslenme aslında her besin grubunu gün içerisinde doğru miktarlarda öğünümüzde bulundurmaktan geçiyor. Her yaş grubunun, cinsiyetin gereksinimleri birbirinden farklı. Önemli olan çeşitlilik sağlayarak bu gereksinimleri karşılayabilmek. Mutlaka gün içerisinde öğünlerinizde sebze ve meyvelere yer vermemiz gerekli. Bu noktada günlük posa alımına dikkat çekmek istiyorum. Sebze ve meyveleri; tam tahıllı ürünler, kurubaklagiller, yağlı tohumlar ile desteklemek oldukça önemli. Ulaşılabilir en kaliteli protein kaynağı olan yumurtayı kahvaltınızda bulundurmanız gün içerisinde size dinamiklik sağlayacaktır.Yağ çeşidi olarak ise mutfağınızın temeline zeytinyağını koymanız sizin için en sağlıklı seçenek olacaktır.  Diğer önemli bir nokta ise yeterli su tüketiyor olmanız. Açlık tokluk mekanizmamızın doğru çalışabilmesi, yediklerimizi kontrol altına alabilmemiz için suya büyük bir görev düşüyor.
Suyun öneminden bahsetmişken, kışın daha az su içiyoruz sanki. Peki yeterli su içmemeye bağlı gelişen hastalıklar neler oluyor?
Vücudun yaklaşık % 60-75’i sudan oluşmakta. Hal böyle olunca da vücuttaki bütün mekanizmaların çalışabilmesi için yeterli suyun alınabilmesi çok önemli. Baş ağrısından tutun, böbrek rahatsızlıklarına kadar bütün hastalıkların temelini oluşturabilir. Kişiden kişiye, cinsiyete, mevsime, hastalık durumuna bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle sağlıklı bireylerin 2 L suyun altında kalmamaları gerekiyor.
Peki selülit oluşumu neye bağlı ? Su tüketimi ile ilgisi var mı ? 
Selülit, zararsız ve çok yaygın olan bir cilt rahatsızlığıdır. Hızlı kilo alma, su tüketiminin yetersiz olması ve yanlış beslenme selülit oluşumunu arttırmaktadır. Alkol, aşırı kafein tüketimi, rafine şeker, yağlı ve kızartılmış besinler, margarin, tuz içeriği yüksek besinler, işlenmiş gıdaların tüketimi selülit oluşumunda en çok karşımıza çıkan besinlerdir. 
İşlenmiş gıda demişken, kesinlikle kaçınmamız gereken zararlı besinler nelerdir?
Genel hatlarıyla 3 beyaz olarak bilinen şeker, tuz ve un olsa da özellikle tüketiminden kaçınmanızı istediğimiz bazı spesifik besinler de var. İçerisinde fruktoz-glukoz şurubu, mısır şurubu, palm yağı, trans yağ ve halk arasında Çin tuzu olarak bilinen bilimsel adıyla monosodyumglutamat bulunan paketli ve işlenmiş ürünlerin tamamı, margarin, salam, sosis, süt tozu, enerji içeceklerini örnek verebiliriz. Buradaki en önemli yol gösterici ‘’içerik okuma’’ alışkanlığı kazanımıdır. 
Stresliyken çok da etiketlere bakmak istemiyoruz. Bu dönemlerde yediklerimize çok dikkat edemiyoruz. Stresli dönemleri az kaloriyle atlatabilmemiz için önerileriniz neler?
İnsan vücudu hormonlarla yönetilen bir organizma. Kendimizi stresli hissetmemize sebep olan hormon ise böbrek üstü bezlerimizden salgılanan kortizol hormonu. Bu hormonun yüksekliğine bağlı olarak hem ruhsal hem de bedensel sağlığımız olumsuz etkileniyor. Depresyonun yanı sıra yüksek tansiyon, diyabet, kemik erimesi gibi hastalıklara da neden olabiliyor. Stres altındayken yediklerimizi yönetmek çok zor hale gelse de yeterli protein alabilmek, diyetimize yeşil yapraklı sebzelerden ve turunçgillerden (portakal, mandalina vb.) eklemek bu dönemdeyken çok önemli. Aynı zamanda probiyotiklerden zengin beslenmek de stres seviyemizi yönetmemizde bize yardımcı olacaktır.
Probiyotik takviyesi sindirim sistemimiz için çok önemli. Sindirim sorunu olanlar probiyotik takviyesi dışında nasıl beslenmeli?
Öncelikle bu sindirim sorununun altında yatan sebep aranmalıdır. Enzim eksikliği veya besin duyarlılığına bağlı olarak gelişiyor olabilir. Diyetisyeniniz ve doktorunuzla birlikte tüm olasılıklar incelenmelidir. Son günlerde ise sıklıkla karşımıza mikrobiyota kavramı çıkmakta. Bağırsaklarımızdaki bakterilerin sayısı, türü, hangi türün nerede bulunduğu sindirim sorunlara davetiye çıkarabiliyor. Soruna bağlı olarak doğru probiyotik-prebiyotik takviyeyi bulmak bu noktada çok önemli. Beslenme kısmına bakacak olursak da lif içeriği yüksek meyve, sebze ve kurubaklagillerin tüketimi, zeytinyağ, ceviz, badem, avokado gibi sağlıklı yağların tercih edilmesi bizler için önemli. Etlerin daha kolay sindirilebilmesi açısından ise kıyma tercih etmek sizin için kurtarıcı olabilir. Su tüketiminin yetersiz olması veya yemek sırasında su tüketiyor olmanız da sindirim sorunlarınızı artırabilir.
Aralıklı oruç günümüzde zayıflamak isteyenler arasında çok revaçta. Sizler bir uzman olarak kimlere, nasıl vücut tipine ve yaşa tavsiye edersiniz?
Bizimle diyete başlayan danışanlarımızla ilk görüşmemizde yaşam şeklini sorgularız. Eğer ki birey sağlıklı ise ve saat düzeni aralıklı oruca uygunsa deneyebiliriz. Artık yeni literatür çok öğünden ziyade kan şekerini sürekli dalgalandırmayacak az öğünler öneriyor. Ancak kişinin şeker ve tansiyon gibi kronik rahatsızlığı varsa, hamilelik gibi özel bir durumu varsa kesinlikle önermiyoruz.
Spor yapan ve dengeli beslenen biri genel olarak ne kadar dikkat etse de, dönem dönem ucu kaçabiliyor. Böyle dönemler diyetten ne kaybettiriyor?
Çok normal. Olaya hiçbir zaman diyet değil de sağlıklı ve dengeli beslenme olarak bakıyoruz. Dönem dönem hepimizin yaptığı bazı kaçamaklar olabiliyor. Önemli olan bunların miktarı ve sıklığı olduğunu söylüyoruz. Kişi dengeyi sağlıyorsa arada ucu kaçabilir. Sonuçta bizler de makine değiliz :)
Spor yapanların en çok şikayet ettiği durum kas yapamamak. Yağdan kaybetmek, kas yapmak için nasıl bir beslenme olmalı? Bol pilav makarna tavsiye ediliyor, ne kadar doğru?
Sporcu beslenmesi denince tavuklu-pilav, protein tozu kullanımı gibi kalıplamış bir algı var. Sağlıklı beslenme düzenine bireyin ihtiyaç duyduğu protein miktarını ekledikten sonra ek takviyelere gerek kalmıyor. İlk önceliğimiz proteini besinlerle karşılamak olmalı. Haftanın 2-3 günü spor salonuna gidiyorsunuz diye aşırı karbonhidrat kısıtlaması yapmaya, protein alımını orantısız artırmaya gerek yok. 
Diyete başlamak için genelde pazartesi dünleri seçiliyor. Sizce pazartesi bir motivasyon çeşidi mi?
Bilinenin aksine artık salı veya cuma günleri tercih edilmek isteniyor. Hafta sonu ipin ucunu kaçıran danışanlarım genellikle bu günleri daha çok seçiyorlar. Bu süreçte motivasyon en önemlisi. O yüzden danışanlarım nasıl kendilerini iyi hissedecekse gün ve saatin de önemi yok.
Çalışanlar için dengeli beslenmek mümkün olmuyor. Onlara önerileriniz neler?
Genel olarak bu zamana kadar çalışan danışanlarımın daha dengeli beslendiğini söyleyebilirim. Çünkü belli bir düzen içerisine beslenme alışkanlıklarını oturtmak daha kolay. Uyandığımız saat, öğle yemeği saati, akşam eve gelişimiz bir standarda oturmuş oluyor. Danışanlar izinde/evde olduklarında daha çok çeldirici ögelere maruz kalabiliyor. Bu noktada ertesi günün yemeğini akşamdan hazırlamak ya da sağlıklı hazır alternatiflere yönelmek bizim için kurtarıcı oluyor.
Demir eksikliği olanlara tavsiye edeceğiniz besinler?
Koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, karalahana vb.), kurubaklagiller (nohut, mercimek vb.), kuru yemişler (fındık, fıstık badem vb.), kuru meyveler ve pekmez demir içeriği açısından yüksek besinler olarak geçse de vücutta demir yararlanımı en yüksek besin kırmızı ettir. Bu besinlerle birlikte c vitamini içeriği yüksek (yeşil biber, maydanoz, limon, portakal, mandalina) besinler tüketildiği zaman demirin vücuttaki emilimi artmaktadır. Kalsiyum içeriği yüksek besinlerle (süt, yoğurt, ayran, peynir) demir içeriği yüksek besinlerin birlikte tüketimi demirin emilimini olumsuz etkilemektedir. Özellikle demir ilacı kullanan bireyler, ilacı kullandıktan sonra bir süre süt, yoğurt, ayran tercih etmemelidir. En iyi öneri ise kırmızı et tüketirken yanına bol limonlu yeşil bir salata tercih etmek olacaktır.
Detox suları vücuda yararlı mı, zararlı mı, bağımlılık yapar mı? Yani bağırsak tembelliğine sebep olur mu?
Detoks sularının özünde vücudu toksinlerde arındırma prensibi vardır. Bu noktada kullandığınız ürün çok önemli. Biz genellikle evde hazırlayabileceğimiz, vücutta detoks etkisi yaratan, ödem atımı sağlayan besinleri kullanıyoruz. Market ürünleri ise genelde ‘’detoks’’ adı altında pazarlama stratejisi kullanabiliyor. Her zaman vurguladığım gibi içerik okuma alışkanlığı bu noktada çok önemli. Detoks adı altında metabolizmanızı bozacak, sağlığınıza zararlı maddeler içeriyor olabilir. İlerleyen dönemde böbrek, karaciğer ve bağırsak sağlığı için olumsuz sonuçlar doğabilir. Diyetisyeninizle iletişime geçmeden bu tarz ürünlerin kullanımını önermiyoruz. 
Gözde hanım evde hazırlanan detox sularının mesela limon nane zencefil salatalık, su ile yapılan bir detox tarifini ele alalım. Bunun sürekli tüketilmesinin zararı olur mu? Mesela her gün 1 litre tüketmek yararlı mi? Yoksa haftada 1 mi olması gerekir?
Aslında sürekli olarak kullanılması gereken şeyler değil. Bireyin karaciğeri sağlıklı ise vücudun detoks mekanizması zaten sağlıklı bir şekilde işliyordur. Eğer kişide ödem gözlemliyorsak veya kaçamakların fazla olduğu bir hafta geçirdiysek genellikle bu zaman dilimlerinde detoks sularını tercih ediyoruz. Etkisini gördükten sonra uzun süreli devam ettirilmemesi gerekiyor. Toksinleri idrarla birlikte atımını hızlandırdığımız için uzun vadede böbrekleri yorabilir. Genellikle 1-2 haftadan fazla aynı tarifi uygulatmıyoruz danışanlarımıza. Miktar olarak da bu noktada tarifin içeriği önemli. Salatalık, zencefil, nane, yeşil çay vs. bunların hepsi kullanılabilir tabiki. Ama hepsinden ne kadar kullandığımız önem taşıyor. Günlük 1 L’yi geçen detoks suları da mevcut, 1-2 kupayı aşmamız gereken de. Detoks suyunun yanında bireyin kaybettiği suyu geri kazanması için normal su tüketiminin artırması da önemli bir nokta. Kişinin su tüketimi az ise  tarçın, limon, zencefil gibi besinlerle aromalandırıp su tüketimi artırmayı hedefliyoruz.
Tekirdağ’da daha çok erkekler mi, kadınlar mı sağlıklı beslenmeye önem gösteriyor? Size gelen danışan durumu nasıl?
Daha çok kadınlar diyebilirim. Ancak en istikrarlı grubun da erkek danışanlarım olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Erkek danışanların metabolizması kadınlara göre daha hızlı olduğu için daha çabuk sonuçlar alabiliyoruz.

Hastalar ne kadar azimli oluyor? Uzun süre verdiğiniz diyetlere uyuyorlar mı? Pes edenler var mı?
Görüşmelerimizi haftalık olarak yapıyoruz. 1 ay boyunca herkesin aynı yemeği yemekten sıkılacağını düşünüyorum. Her hafta kilo takibi, yağ ve kas analizi ve haftanın genel bir değerlendirmesini yaptıktan sonra danışanlarımızın listelerini güncelleyerek hazırlıyoruz. Böylece hem onların motivasyonunu yüksek tutuyor hem de her hafta ne yiyeceğim derdinin de önüne geçmiş oluyoruz. Önceliğimiz hep uygulanabilir, danışanın hayat tarzına uygun, sağlıklı bir beslenme programı hazırlamak. 

Tekirdağ’da çocuklarda obezite çok görülüyor mu? Size gelen danışanlarda durum nedir?
Obezite oranı her geçen yıl artıyor. Fazla kiloyla birlikte kız çocuklarında erken ergenliğe girme, insülin direnci, horlama gibi bir takım sağlığı bozan ve istenmeyen durumlar da oluşabiliyor. Tekirdağ’da da bu durum farksız. Çocukların çoğunda adet düzensizliği, insülin direnci gibi semptomlar gözlemliyoruz. Temel nedeni hem paketli gıda tüketiminin oldukça artması hem de katkı maddesi içermeyen, doğal ürünlere ulaşma imkanındaki kısıtlılık. Bunun yanı sıra tükettiğimiz hayvanlarda kullanılan hormonlar et ve süt ürünlerine geçiş sağlıyor, oradan da ne yazık ki bizim vücudumuza. Gelişme çağındaki çocukların bu ürünleri tüketmesi ise vücutta hormonal dengesizliklere yol açıyor. ‘’E biz şimdi ne yiyeceğiz? ‘’dediğinizi duyar gibiyim. Olabildiğince kaynağını bilmediğiniz sokak sütlerini tüketmemeye çalışın. Güvenmediğiniz kasaplardan et ve et ürünleri almamaya çalışın. İçeriğini bilmediğiniz açıkta satılan her üründen uzak durmayı ilke edinin. Paketli hazır gıdalar yerine evde hazırlayabileceğiniz sağlıklı alternatifler üretmeye yönelin. Yağ hücrelerinin yeni yeni oluştuğu bu yaşlarda sağlıklı beslenme düzenini oturtmak oldukça önemli.  
Tekirdağ’da okullarda verilen beslenme listelerini incelediniz mi? Sizce yeterli mi?
Şu zamana kadar verilen hiçbir liste benim için uygun değil. Neden hala okulların listelerini bir diyetisyene değil de okul müdürü, müdür yardımcısı, gıda mühendisi gibi bu işin uzmanı olmayan kişilere hazırlattıklarını anlamıyorum. Sağlıklı gibi görünen ancak içeriğinde bol karbonhidrat bulunan listeler çok fazla. Çocukların enerji ihtiyacı eski yıllara göre daha az, çünkü bu çocuklar artık sokakta oynayan çocuklar değil. Tüm gün okulda oturan, evde geldiğinde ekran karşına geçen veya ders çalışmak için tekrar masaya oturan çocuklar. Kantinlerde sağlıklı beslenme seçenekleri çok az. Bu noktada çocukla birlikte aileyi bilinçlendirmek en büyük amacımız.
Dengeli beslenme konusunda bireylere ve ailelere vermek istediğiniz tavsiyeler nelerdir?
Bir adım ile başlayın. Mesela bu hafta evinize içeriğine fruktoz-glukoz veya mısır şurubu bulunan ürünleri sokmayın. Bakın şeker demiyorum, işlenmiş ve endüstriyel bir üründen bahsediyorum. Baktınız ki artık bu oturdu sonraki hafta başka bir şeyi değiştirin. Bir kerede köklü bir değişlik yapmak çok zor ancak küçük adımlarla her şey daha kolay olacaktır. Aynı bir bebek gibi tökezlediğiniz zamanlar da olacaktır ama en sonunda geriye dönüp baktığınızda uzun bir yoldan nerelere geldiğinizi göreceksiniz. 
Eklemek istedikleriniz neler?
İyi bir beslenme yarın için en büyük yatırımınız. Kendiniz ve sağlığınız için bir adım atmak istiyorsanız uzman beslenme danışmanları olarak kapımız sizlere her zaman açık.

23cd5dc1-1255-4827-b641-eee7e7937539    bb5f1a35-d23d-4667-aa06-3f5788c15bf4

Editör: Trakya Gazetesi