Tekirdağ Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nden Psikolojik Danışman Büşra Dilim, son günlerde birçok çocuğun muzdarip olduğu “akran zorbalığı” hakkında gazetemize bilgilendirmelerde bulundu.
Dilim, akran zorbalığının sadece çocukluk çağında değil, yetişkin dönemde de karşımıza çıkan zor bir durum olduğunu belirtti. 
Erken müdahale edilmeyen “akran zorbalığı”nın ileriki dönemde suç işleme ve madde kullanımına neden olabileceğini dile getiren Dilim, günümüzde iş yerlerinde bazı yöneticilerin çalışanlarına uyguladığı mobbingin, bilinçaltında geçmişten kalan ve tedavi edilmemiş bir akran zorbalığı durumunun sebep olabildiğini dile getirdi.
Durumdan en çok çocukların etkilendiğini belirten Dilim, akran zorbalığının akademik başarıda düşüşe sebep olduğunu hatırlatarak, okullarda konuyla ilgili eğitimlerin arttırılması gerektiğine dikkati çekti.
Psikolojik Danışman Büşra Dilim konuyla ilgili sorularımıza detaylı olarak cevap verdi:

e8641308-a69d-4b46-86d8-d0f87b974599
BİR SALDIRGANLIK 
ÇEŞİDİ DEĞİLDİR
Akran zorbalığı nedir?
-Güç eşitliğinin olmadığı, süreklilik gösteren zarar verici veya rahatsız edici saldırgan davranışlara “akran zorbalığı” denir. Zaman zaman çocuklar ve yetişkinler arasında karşılıklı çatışmalar olabilir. Güç dengesizliğinin olmadığı durumlara zorbalık denemez. Akran zorbalığı bazı durumlarda “saldırganlık” olarak da nitelendirilmez. Ancak bu davranışlar kasti ve tekrarlı duruma gelirse, işte o zaman “ortada bir zorbalık var” diyebiliriz. 
Akran zorbalığı ilk olarak ne zaman hayatımıza girmiştir?
-Akran zorbalığı ilk olarak 1983’te Dr. Olweus tarafından teşhis edilmiştir. Türkiye’de gündeme gelmesi ise 2000’li yılları bulmuştur.
ZORBA, MAĞDUR, HEM ZORBA HEM MAĞDUR ve İZLEYİCİ
Zorbalık hangi türlerde karşımıza çıkar?
-Zorbalık; sözel, fiziksel, sosyal, psikolojik ve siber etkilerle hayatımıza dahil olur. Sözel zorbalık; alay etme, isim takma ve tehdit gibi davranışlarla kendini belli eder. Fiziksel zorbalık; vurma, itme ve ıslık çalma gibi hareketleri kapsar. Sosyal zorbalıkta; yalnızlaştırma ve dışlama vardır. Psikolojik zorbalık takip etme, alay etme ve tacizdir. Siber zorbalıkta ise elektronik cihazlarla karşı tarafı sürekli ve kasti olarak rahatsız etme, taciz etme ile karşımıza çıkar.
Bu durumlarda zorba ve mağdur dışında bir de izleyiciler bulunur. Bu tanıklar iki tarafta da bulunabilir ve genelde tepkisiz, olaylara karşı da sessizdirler.
Zorbalığın en çok yaşandığı yerler nereleridir?
-Bu durum en çok akranların bir arada bulunduğu ortamlarda karşımıza çıkar. Yetişkinler için çalışma ortamları, çocuklar için sıklıkla okullardır. Üzerinde durulması gereken, kişilerin hayatını uzun süreli etkileyen çok önemli bir konudur. Bu sebeple ebeveynler ve eğitimciler konu hakkında bilinçlendirilmelidir.
DEĞİŞİM AİLEDE BAŞLATILIR
Bu konuda ailelere düşen görevler nelerdir?
-Zorbalığa maruz kalmak anne-baba ilişkisiyle yakından ilgilidir. Çocuğun ailesinden öğrendiği davranış ve tutumlar burada çok önemlidir. Ebeveynler şu soruları kendilerine sorarak değişimi başlatabilirler:
*Çocuğumdan beklentilerim neler?
*Çocuğuma verdiğim uyarıların dozu nedir?
*Aşırı verici miyim?
*Öfkemi nasıl gösteriyorum?
*Çocuğumu sadece kendi olduğu için seviyor muyum?
*Kurallar koyarken hangi yöntemi uyguluyorum?
 *Ruhsal ihtiyaçlarını fark ediyor muyum?
*Zorlu duygularını çocuğum benimle paylaşabiliyor mu?
Ebeveynler bu soruları gerçekçi bir şekilde cevaplamalı. Çocuğu iletişime açık bir şekilde dinlemek ve bilgilendirmek çok önemli. Kararlı ve net davranış sergilemek, şiddetle yaklaşmak demek değildir. Sınır koyarken anne-baba net davranmalı, “hayır” “evet”e, “evet” “hayır”a dönüşmemelidir. Bir çocuğun ailesi tarafından kabul görmesi, iletişim kurulması ve dinlenmesi bu konuda büyük bir rol oynar. Çocuk “Ben değerliyim ve seviliyorum.” mesajını aldığı ilk yerde açılabilir.
İNTİHAR DÜŞÜNCESİ OLUŞABİLİR
Bir çocuğun zorbalığa maruz kaldığı nasıl anlaşılır?
-Zorbalığa maruz kalan çocuklar incelendiğinde; akranlarına göre özgüveni düşük, sosyal becerileri zayıf, uyumsuz ve genellikle kaygılı bir yapıya sahip olan çocuklardır ve bunlara hızlı öfkelenen, savunmacı, huzursuz özellikleri de ekleyebiliriz. Bu çocuklar fiziksel ve psikolojik olarak daha zayıftır ve bir gruba dahil olmakta zorlanırlar. Zorbalığa maruz kalan çocuklarda depresif belirtiler, intihar düşüncesi, yalnızlık hissi, düşük özgüven, kaygı ve yeme bozukluğu, daha az popüler olma gibi özellikler olduğunu söyleyebiliriz. Bu çocukların okula devamsızlıklarında artış, ders notlarında düşüş, kronik uykusuzluk ve mide bulantısına rastlayabiliriz.
KORUMACI AİLELERİN ÇOCUKLARI ZORBALIĞA DAHA ÇOK UĞRUYOR
Daha çok hangi çocuklar zorbalığa uğruyor?
-Akran zorbalığı ve ebeveyn tutumları incelenen bir araştırmada güvensiz bağlanma ve aşırı korumacı, müdahaleci ebeveyn tutumuna sahip ailelerin çocuklarının akran zorbalığına daha çok maruz olduğu anlaşılmıştır.
GÜÇ, KONTROL, KURALSIZLIK, GRUPLAŞMA
Bir çocuğun zorba davranışlarda bulunduğunu nasıl anlayabiliriz?
-Zorbalık yapan çocuklarda genellikle baş etme stratejilerinin ve iletişim kurma özelliklerinin çok güçlü olduğunu görebiliriz. Bu çocukların benlik algılarında “güç” çok önemli bir yer edinir. Yenilgiye toleransları düşüktür ve okulları da dahil birçok kuralı yok saydıklarını, onlara uymadıklarını görürüz. Zorbaca davranan çocuklar empati becerisi ve sorumluluk alma konusunda zayıftırlar. Bu becerilerin arttırılmasına odaklanılması gerekir. Onların da akademik başarıları düşüktür. Bu roldeki çocuklar genel olarak saldırgan ve kontrolcüdür. Onlar için gruplaşma çok önemlidir.
Yapılan araştırmalarda zorba davranışları olan çocukların ailelerinde sıklıkla fiziksel ve duygusal şiddet ile bir disiplin sağlandığını görüyoruz. Bu yüzden çocuğun sorunları çözme ve disiplini sağlama yöntemi de bu oluyor. Ayrıca bu grubun aile bireyleri kendi içinde uzak ilişkiler içinde bulunabiliyor.
PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ
Akran zorbalığı konusunda psikolojik desteğin önemi nedir?
Psikolojik destek çocuklar için çok önemlidir. Evet, bizler de ofiste akran zorbalığı konusunda sıkça çalışıyoruz. Psikolojik destek ve okullardaki önleyici müdahaleler olmazsa zorba çocuklar ileriki yaşlarda suç işleme oranı ve madde kullanımın artmasına neden olabilir.
Zorbalığa maruz kalan çocuklarda ise ileriki yaşlarda kaygı bozukluğu, kronik depresyon, intihar riski, post travmatik stres bozukluğu artabilir.
KİLİT NOKTA: SESSİZ TANIKLAR
Zorba ve mağdurun yanında bir de izleyici kitlesinden söz edebiliriz. Genellikle bu çocuklar karışmamayı tercih eder. Susup sessiz kalmaları, zorba çocuğa, zorbaca davranışlarının onay gördüğünü hissettirir ve bu da zorba çocuğu besler. Zorba gruba dahil olan çocukların akademik başarıları yüksektir ve az agresif tutumları vardır. Koruyucu tutumları eksiktir. Aslında zorbalıkta kilit taraf izleyicilerdir. Bu grubun akran zorbalığını önlemede önemli yeri vardır. İzleyici oldukları zaman zorbalığa destek vermiş oldukları bilincini onlara vererek ve koruyucu tutumlarını arttırmaları için cesaretlendirerek farkındalık düzeylerini arttırabiliriz. Bu şekilde zorbalığı önleyebiliriz.
ZORBALIK DURUMUNDA AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER
Aile, çocuğunun zorbaca davranışlar sergilediğinin farkına vardığında ne yapmalı?
*Davranışını sınırlandırın
*Davranışını durdurun
*Okul ile iletişime geçin
*Empati, saygı, merhameti öğretin
*Rol model olun ve canlandırın
*Yaptırımları net ifade edin
*Sorun çözme becerisini geliştirin
MAĞDURUN AİLELERİ 
NELER YAPABİLİR?
Aile, çocuğunun zorba davranışlara maruz kaldığının farkına vardığında ne yapmalı?
*Dinleyin, açık uçlu sorular sorun, anlayışla karşılayın
*Suçlamayın, öfkelenmeyin
*Yaşadığı durumu hafifletmeyin (Olsun, siz arkadaşsınız, olur öyle vs. gibi)
*Baş etme stratejisi geliştirin, yol gösterin
*Okul ile iletişime geçin
*Güvenli ve iyi hissettiği alanlar oluşturun
TEKNOLOJİNİN ROLÜ BÜYÜK
Akran zorbalığı konusunda teknolojinin rolü nedir?
-Çocuklar gün içinde bir çok saldırgan videolara veya içeriklere maruz kalabiliyor. Ayrıca teknoloji ile sık haşır neşir olan çocuklar giderek yalnızlaşıyor ve sosyal çevreden uzak kalıyor. Bu şekilde çocukların edinmesi gereken empati, problem çözme gibi becerileri eksik kalıyor. Birini eleştirmek daha kolay hale gelebiliyor. Kesinlikle çocuklara bilinçli teknoloji kullanımı öğretilmeli ve uygulanmalıdır. 3 yaşına kadar çocukların teknolojiyle ilişkisine izin verilmemeli, 3-6 yaş haftalık 30 dakika, ilkokul çağındaki çocuklara ise 45 dakika izin verilmeli. Ergenler ise günde 1 saat teknoloji ile haşır neşir olabilir. Tabii ki her konuda olduğu gibi bu konuda da fazlası zarar. Özellikle ergenler cep telefonu ve bilgisayarlarını özel alan olarak kabul ettirip ailelerinin özel alanlarına müdahale etmesine izin vermeyebiliyorlar. Bu da akran zorbalıklarının sinsice ilerlemesine zemin hazırlıyor ne yazık ki.
Akran zorbalığında nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?
-Psikolojik yardım konusunda ben ergenler ve çocuklarla çalışırken bilişsel davranışçı terapi dediğimiz yöntemle ilerliyorum. Düşünce-duygu-davranış üçgenini anlamak çok kıymetli. Bununla birlikte gençlerle baş etme becerileri, empati kurma, duygularını ifade etme, atılganlık, iletişim becerileri üzerine çalışırken bir de gevşeme egzersizleriyle destek oluyoruz. Bu becerileri geliştiren çocuklar zorbalık karşısında daha güçlü hale geliyor ve kendini doğru ifade etmeye başlıyor.
Bu davranışı psikolojik bir destek almadan yenmek mümkün mü?
-Özellikle okullarda rehberlik servisinin, öğretmenlerin uygulayacağı ilk önleyici müdahaleler çok kritik ve önemlidir. Eğer doğru bir önleyici müdahale uygulanırsa  terapilerde karşılaştığımız şiddetli semptomlar daha az olur. Olay tekrarlanırsa çocuğun edinmesini hedeflediğimiz baş etme becerilerinin üzerinden hatırlatıcı bir şekilde tekrar ve tekrar geçilmesi, çocuğun bilinçlendirilmesi gerekir.
Okullarda akran zorbalığını önleme konusunda neler yapılabilir?
-Okullardaki bilinçlendirme daha çok eğitimcilere yapılmalı. Hatta zorunlu olarak “akran zorbalığı” gündeme gelmeli ve çocuklar da bu konuda bilinçlendirilmeli. Okul psikolojik danışmanları çocuklara rehberlik derslerinde bilinçlendirme yapmalı ve baş etme becerilerini hem rehberlik dersinde hem de bireysel görüşmelerinde kazandırma çalışmaları yapmalıdır. Ayrıca bu konuda okullarda yöneticilere ,öğretmenlere ve velilere bilinçlendirme çalışmaları yapılıp hep birlikte akran zorbalığının önlenmesinde destek olunmalıdır. Eğer bir yerde Akran Zorbalığı varsa orada birilikten gelen bir çözüm olmalıdır. Çevremizde oluşan olay ve durumları yönetemeyiz ve karşıdan gelen bir davranışı engelleyemeyebiliriz evet ama onunla nasıl başa çıkacağını çocuklarımıza öğretebiliriz. Aileleri ya da çocukları nasıl kolay bir araya getirebileceğimizi biliyoruz. Okullarda öğretmenlere , yöneticilere ve ebeveynlere konferanslar yaparak bilinçlendirmeyi arttırabiliriz. Rehberlik derslerinde bu konunun üzerinde daha fazla durulabilir.
Tekirdağ’da akran zorbalığına ne sıklıkta rastlıyorsunuz?
- Tekirdağ’da akran zorbalığının ne sıklıkta olduğu ile ilgili bir bilimsel çalışma olmadığı için tam anlamıyla bir veri paylaşamayız fakat, sadece Tekirdağ’da değil, tüm ülkede hatta dünyada giderek yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Bize gelen vakalar ağırlıkla psikolojik ve sözel şiddetten kaynaklanabiliyor. Özellikle çocuklarda okullarda “alay etme” durumunu çok görüyoruz. Şu ana kadar şiddetli bir fiziksel zorbalıkla karşılaşmadık ama okullarda çocuklar bu zorbalık türüne de fazlaca yatkın olabiliyorlar. 
Araştırma sonuçlarından bir diğeri ise, akranların bir arada bulunduğu grupta yüksek sosyoekonomik statüye sahip sıklıkla zorbalık yaptığı ortaya çıkmıştır. Bu konuda bilinçlenmek de önlemenin ilk adımlarında yer alıyor. Zorbalıkta doğru önleyici müdahale yapılmazsa psikolojik yaralanmalar yetişkinliğe ilerleyebilir. Madde kullanımının artışının yanı sıra iş yeri yönetiminde ya da çalışma arkadaşları arasında mobbing olarak yetişkinlikte zorbaca davranışların yaş ilerledikçe türlerinin değiştiğini gözlemleyebiliriz. Bizler Tekirdağ’daki psikologlar olarak akran zorbalığı konusuna sadece çocuk ve ergen grupta değil, yetişkin grubunda da çokça rastlıyoruz. Önce psikolojik zorbalıkla başlayan durum, önlem alınmazsa fiziksel zorbalığa da dönüşebiliyor ya da tam tersi olabilir. Bir zorbalık türü ardından diğerini getirebilir.Bu yüzden bir çocuğun yetiştirilirken izlenilen ebeveyn tutumları oldukça önemlidir.
Ama şunu belirtebilirim ki, zorbalığa uğrayan çocukların ailesi genellikle üzgün ve öfkeli oluyorken, zorbalık uygulayan çocukların ailesi üzgün, daha öfkeli ve çaresiz hissedebiliyor. Psikolojik destek almaya karar vermeden önce bunu evde kendi içlerinde çözmeye çalışan aileler yanlış bir tutuma yönelerek duygusal ve fiziksel şiddete ya da cezaya başvuruyor. Bu davranış sadece çocuğun zorbalığını pekiştirmiş oluyor. Örnek bir davranış da sergilenmemiş oluyor.  Ya da buraya gelenler arasında elbette ki “benim çocuğum yapmaz” ya da “ama karşı taraf da şu şekilde davranmış, şunu yapmış, benimki de o yüzden öyle davranmış” diyen ailelerimiz de karşımıza çıkıyor. Biz de o zaman bu ortamda sadece kendi çocukları ile ilgili kısmı ele almamız gerektiğini belirtip, desteği o yönde vermeye çalışıyoruz.

d156de13-04ca-474c-958d-f24098398b78

Büşra Dilim kimdir?

Tekirdağ doğumlu olan Büşra Dilim, lisans öğrenimini Bahçeşehir Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde tamamlamıştır. Eğitim hayatı boyunca birçok danışmanlık merkezi, özel okul ve şirkette stajyer Psikolojik Danışman olarak görev almıştır. Mezuniyetin ardından ergen ve çiftlere yönelik uzmanlık alanında gerekli eğitimleri tamamlamıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden 450 saatlik uzun soluklu aile danışmanlığı eğitimini tamamlayarak Aile Danışmanı ünvanını almıştır.

2019 yılından beri ergen, aile ve çiftlere psikolojik danışmanlık vermektedir. Yürüttüğü psikolojik danışmanlık seanslarında  Bilişsel Davranışçı Terapi, Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi ve Mindfulness yönelimlerini kullanmaktadır. Çocuk değerlendirme testleri uygulayıcısıdır. Ergenlerle akran zorbalığı, sınav kaygısı, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluklar, riskli davranışlar, kaygı bozuklukları ve öfke problemleri üzerine çalışmaktadır.

427d1403-9969-4b08-b65b-1d22ef66d28f

Editör: Trakya Gazetesi