Ramada Otel’de düzenlenen aday tanıtım toplantısına Gelecek Partisi İl Başkanı Recep Nişancı, Saadet Partisi İl Başkanı Halil İbrahim Kart, DEVA Partisi İl Başkanı Hasan Berk Çebi ve partililer katıldı.  Toplantıda üç partinin ortak Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Ahmet Akçay açıklandı. Akçay, seçilmesi durumunda başta kentsel dönüşüm, yenilenebilir enerji, sağlıklı içme suyu, gastronomi ve alt yapı konularında çalışmalar yapacağını açıkladı. Akçay, kent insanının mutsuz olduğunu vurgulayarak, bunu tersine çevirecek girişimlerde bulunacaklarını ifade etti.

“ALTERNATİF SAĞ OLUŞUMUN İLK ADIMI”
Saadet Partisi İl Başkanı Halil İbrahim Kart, programın açılış konuşmasında 3 parti bir araya gelerek ortak adayı konusunda hem fikir olduklarını söyledi. 
Kart, şöyle devam etti:
“Bütün Türkiye'de hepimizin bildiği üzerine maalesef seçimler 2 aday arasına sıkıştırılıyor. Artık Türkiye'nin 2 aday arasına sıkışmaktan çıkması gerekiyor. Alternatiflerin sunulması gerekiyor. Türkiye’de ortak aday çıkaran sadece biziz. İnşallah bu sinerji tüm Türkiye'ye yayılır ve Türkiye artık iki taraflı olmaktan çıkar ve alternatif siyaset yapanlar olur. İnşallah biz de bugün alternatif bir sağ oluşumun ilk temellerini atmış oluruz.”

DEVA Partisi İl Başkanı Hasan Berk Çebi ise haftaya ilçelerle ilgili de bir toplantı gerçekleştireceklerini belirterek, “İddialıyız. Tekirdağ için çalışacak olmanın heyecanıyla doluyuz. Bu heyecanımızı da umarım sizlerle tekrardan paylaşacağız” dedi.  

REFERANDUMDA OY VERENLERDEN ÖZÜR DİLEDİ
3 partinin ortak büyükşehir belediye başkan adayı Ahmet Akçay, adaylığı ile ilgili açıklamayı şu sözlerle yaptı:
 “Öncelikle bizler, insanı ve insanoğlunun onurunun korunmasını öncelik bilen siyasi partiler olarak ortak noktada buluştuk. Gücün ahlakı değil, ahlakın gücü diyen siyasi görüşler olarak bir araya geldik. Bizler olması gereken ahlaklı ve temiz siyasetin yapılabilmesi için mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.
Ülkemiz 2018 yılında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçti. O dönemde bir referandum yapıldı. Bize bu referandum şu şekilde anlatıldı: Bir kuvvetler ayrılığı ilkesi var. Her birinin ayrı ayrı işlerini kendi alanlarında takip ettiği, yasamanın yargının, yürütmenin ayrı görevleri ve kimsenin kimseye karışmayacağı bir sistemden bahsedildi. Biz de çıktık bunu milletimizi anlattık ve referandum sonucunda bu sistem geldi, 2018’de cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte başladı. Ben, eğer bizim söylediklerimizle yaptığımız çalışmalar sonucunda bu referandumda oy veren varsa hakkını helal etsin, özür diliyorum. Çünkü bu referandumla birlikte 2018’den itibaren Türkiye'de bir otoriterleştirme süreci başladı ve günümüze kadar, yani yaklaşık 6 yıldır da artarak devam etti. Takip ediyorsunuzdur; daha dün Sayın Cumhurbaşkanı bir mitinginde ‘O büyükşehrin oyları bize değilse, doğalgaz nereden gelecek?’ gibi bir ifadeyle seçmeni adeta tehdit etti, net olarak ‘bize oy vermezseniz hizmet alamazsınız’ ifadelerini kullandı. AK Parti insanların karşısına 2002 yılında gönüllere dokunmak, halka hizmet Hakk’a hizmettir şiarıyla çıkmıştı. Fakat geldiğimiz noktada artık tehdit edercesine ifadelerle insanları korkutarak ve bezdirerek istedikleri sonuca ulaşmak istiyorlar. Yani otoriterlik giderek artıyor.” 

HEDEFLERİNİ ANLATTI
“Bizim 3 parti olarak hedefimiz insanların yüzünün güldüğü, huzur içerisinde yaşadığı, yarın ne olacağını çocuğuna ne olacağını düşünmediği bir Türkiye. Bugün geldiğimiz noktada görüyorsunuz ki birçok şehirde devasa şehir hastaneleri, adalet sarayları, binalar, organizasyonlar var. Fakat gelip görün ki; doktorlardan randevu alamıyorsunuz. Suçlular deseniz, hepsi dışarıda. Emekliler deseniz, hepsi mutsuz. 16 milyon emeklinin geliri 10 bin liranın üstüne çıkmıyor. Benzin, mazot fiyatları deseniz zirvede. Çiftçimiz mutsuz, huzursuz. Değişen ve dönüşen Türkiye bu olmamalıydı. İnsanımızı özellikle 15 Temmuz’dan sonra korkutarak, kutuplaştırarak, ya bizdensiniz ya da karşı taraftan hain, terörist olarak etiketleyerek, insan onuruna yakışmayacak şekilde damgalayarak, kendi seçmenini yüceltmeye çalışıyor. İnsanlara bizim yanımızda durmazsanız, bizim her türlü yolsuzluğumuza rağmen yanımızda olmazsanız, yaptığımız yanlışlara rağmen bize sahip çıkmazsanız elinizdeki imkanları kaybedersiniz laflarıyla üstü kapalı tehditler savurdular. Biz bu davranış biçimine 3 parti olarak hayır diyoruz. Sizler de mecbur değilsiniz. İşin ehli, liyakatli kadrolarla bu işi yapacak insanlar var. Yeter ki siz karar verin, onlara sahip çıkın. Korkmayın. İnsanları koruyan ve refahı sağlayan bir yönetim, bir şehir için çevreye ve diğer canlılara saygılı, işinin hakkını veren bir belediye, yoksulluğa izin vermeyen, rüşvet aklına dahi gelmeyen bir yönetime oy verin.”

“CÜNEYT YÜKSEL YOKKEN BEN SİYASET YAPIYORDUM”

Akçay konuşmasında siyasi partilerin birbirinin düşmanı olmadığını, sadece rakip olduklarını belirterek “Cüneyt Yüksel, bu şehirde daha değilken ben bu şehirde siyaset yapıyordum. Burada Cüneyt Yüksel Belediye Başkanı adayı olurken, verdiği sözler var, takip ediyor musunuz bilmiyorum ama kitapçıkları vardı, hala duruyor. Muhakkak içlerinden bir kaçını yerine getirmiştir. Bi  bakmak lazım. Ama şimdi verdiği sözlere de bakmak lazım. Bir şeyi yapacağım demek kolay, yapmak zordur. İnsanımız kime güveniyorsa onu destekleyecek ve sahip çıkacaktır. O yüzden evet siyasi partiler birbirlerinin düşmanı değil. Vakti geldiği zaman çıkacağız, siyasetimizi yapacağız, kendimizi anlatacağız. Bunu insanımız da takdir edecek ve sandığa tercihini yansıtacak. Hemşehrilerimizin önüne alternatif bir seçenek koyuyoruz ve biz bu işi daha iyi yaparız diyoruz.” 

PROJELERİNDEN BAHSETTİ
Akçay, projelerinden bahsettiği konuşmasında ise şunları söyledi: 
“Birinci öncelik bence deprem olmalı. Yapı stoğunun yenilenmesi gerekir. 2000 öncesi yapılan çok fazla yapı var. Bugüne kadar çok geç kalınmış bir mesele olsa da artık zararın neresinden dönülürse kardır hesabı  yapmalıyız. Hızlı bir şekilde, mal sahibini mağdur etmeden, zorlamadan kentsel dönüşümü tamamlamalıyız. Bu şehri şehir yapan kültürü daha da ileriye taşıyacak şekilde, kendi kendine yeten, yenilenebilir enerjisini seven bir şehir ortaya çıkaracağız. Tarım ve turizmi destekleyeceğiz. Yeni projelerle gastronomi kültürünü geliştireceğiz. Bunları nihayete erdirdiğimizde de sizlerle paylaşacağız.

“İNSANLAR GÜLMÜYOR”
“Tekirdağ’ın artık 20. yüzyılda kalması gereken o çöp, çamur, çukur üçlüsünden kurtulması gerekiyor. Hala biz yine aynı şeyleri konuşuyoruz. Yani bir yağmur yağdığında ya da hafif bir kar ve don olduğunda yollarımız maalesef dağılıyor, parçalanıyor insanlar hala çamur ve çukurla uğraşmak zorunda kalıyorlar. Bu yaşanmamalı. Tekirdağ’ın çeşmelerinden, musluklarından içilebilir temiz su akmalı. Şuna dikkat ediyor musunuz son zamanlarda? İnsanların yüzüne bakın. Hiç kimse mutlu değil. İnsanlar gülmüyor. Birbirine tebessüm etmiyor, kimseyle selamlaşmıyor. Bunu sağlamamız lazım. Bizim bu muhabbeti, bu yakınlığı insanların birbirine tekrar güler yüzle baktığı bir çevre oluşturmamız lazım.”

Akçay’ın konuşmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Fotoğraf çekimi ile program sona erdi.

3Parti

Kaynak: Özge Ebecek