Erkenci buğdayda verim yüksek Erkenci buğdayda verim yüksek

Tekirdağ İl Müftülüğü tarafından, toplumda aile olma bilincini arttırmak, ailede hak ve sorumluluklar açısından baba olmanın önemine dikkat çekmek amacıyla, İsmail İpek Konferans Salonu’nda “Baba Okulu Semineri” düzenlendi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Diyanet İşleri Uzmanı Fatih Yıldız ve Kadıköy İlçe Vaizi Ahmet Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. 
Tekirdağ İl Müftüsü Mustafa Soykök yaptığı açılış konuşmasında, şu ifadeleri kullandı:
“Öğrenmek hayat boyu devam eden süreçtir. İl Müftülüğü olarak Tekirdağ genelinde camilerimiz, Kur’an kurslarımız, gençlik merkezlerimiz ve konferans salonlarımızda halkımıza yönelik her zaman eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam ediyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımında kişinin bedeninde hastalık ve sakatlığın olmaması der ama buna ek olarak kişinin zihnen ruhen ve manevi açıdan da sağlıklı olması gerekmektedir. Maneviyat kişinin bedenen daha olgun ve sağlıklı olmasına vesile olur. Babalık mesleğinde başarılı olamazsak hayatta mutlu olamayız, Allah’ın rızasını da edemeyiz. Peygamberimiz (sav)’in öğütlerini, tavsiyesini almamız, daha iyi bir baba olmamıza vesile olacaktır. Cenab-ı Allah, bu hayat yolunda rızasını kazanmayı nasip etsin. Bu organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve ‘Baba Okulu Semineri’ ne katılım sağlayan birbirinden kıymetli konuşmacı hocalarımıza teşekkür ederim.” 
“Bir Baba Olarak En Güzel Örnek Hz. Peygamber’’
Seminerin 1. oturumunda ‘‘Kur’an’da Baba Örnekleri ve Bir Baba Olarak En Güzel Örnek Hz. Peygamber’’ konularını anlatmak üzere sahneye çıkan Prof. Dr. Saffet Köse konuşmasında, şu ifadeleri kullandı:
 ‘‘Dünyada erkeklik modelinin zayıflatılması ailenin zedelenmesine sebebi olduğu ama aslında erkeklik ve kadınlık normları ve rollerinin aslına uygun olması gerekir. Hatta yeryüzünde bir kesim daha da ileri giderek erkekliğin kaldırılmasına dair söylemler içindeler, bir cinsiyet projesi orta atılıyor ve bunu cinsiyetleri karıştırma projesi ile destekliyorlar. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın çok güzel bir tespiti, sözü var ‘Allah’ın yardımı olmasa bugün insanların kendini koruması çok zordur. Bir erkeğin, bir babanın sorumluluklarından bahsederek, Allah (cc) biz insanlardan hiç bir zaman, Allah’ı devreden çıkarmamamızı bekliyor, bu hayatı yaşarken Kasas Suresi 77. ayette buyurduğu gibi ‘Öyleyse Allah'ın sana verdiklerinden yararlanarak, yalnızca ahiret yurdunda iyi bir yer tutmanın yolunu ara; bunu kazanmak için dünyada yapman gerekenleri de unutma’ buyurarak bu işin nasıl bir dengede olmasını gerektiğini bizlere belirtmektedir. Çocuklarımızın okul eğitimini düşünürken, onlara güzel bir ahlak eğitimi de vermeliyiz.”
Köse, Kur’an’dan Hz. İbrahim, Hz. Yusuf ve Hz. Muhammet (sav)’in hayatlarından örnekler vererek konuşmasını bitirdi.
Programın 3. oturumunda ‘‘Ailede Merhametin Mimarı Olarak Baba ve Mahremiyet Eğitiminde Babanın Rolü’’ sunumunu yapan Diyanet İşleri Uzmanı Fatih Yıldız konuşmasında ‘‘ Mahremiyet Eğitimi, Gelişim Dönemlerine Göre Mahremiyet, 0-6 Yaş Döneminde Mahremiyet, Ergenlik Döneminde Mahremiyet, Dijital Mahremiyet, Mahremiyet Türlerini anlatarak, Kur’an ve sünnette mahremiyet öreklerine değinerek konuşmasını bitirdi.
‘‘ÖFKE KONTROLSÜZ BİR GÜÇTÜR”
‘‘Baba Okulu Semineri’’nin son oturumunda Kadıköy İlçe Vaizi Kudüs Rehberi Ahmet Yılmaz ‘‘Baba Çocuk İletişimi ve Baba Genç İletişimi’’ konulu sunumunda yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
 ‘‘Öfke kontrolsüz bir güçtür, evlatlarımıza yaptıkları olumsuz şeylerden dolayı aniden öfke ile çıkışmamalıyız. Çocukların belirli dönemleri vardır, her döneme uygun davranmak lazım, evlilik çağındaki bir gence hala küçük bir çocuk gibi davranmamalıyız. Anne rahmindeki çocuk ebeveynlerin kavgasından etkilenir. Asla onların yanında tartışmayalım. Bir babanın çocuğuna en güzel hediyesi annesini sevmesidir. Her şeyi konuşalım ama neyi, nasıl, hangi şekilde konuştuğumuza dikkat edelim. Dilimizi iyi kullanacağız, Allah Resulü (sav) bu dil ile bu dini anlattı. Biz evimizde dilimizi iyi kullanamıyoruz, güzel yumuşak ve tatlı konuşacağız, aşk kulakta başlar kulakta biter. İnsanları incitmemek için sözlerimizi inceltmek lazım. İletişimde zaman, mekan ve beyan, bu üç unsura dikkat ederek iletişim kuracağız.
0/6 yaş gurubunda çocuğun aldığı bilgi ömrünün tamamından aldığı bilgiden daha çoktur ve önemlidir, iz bırakır. Bütün hayatını etkiler. Özellikle bu ilk döneme çok önem göstermeliyiz. Sadi Şirazi: ‘Aşk'a uçarsan kanatların yanar...’ Mevlana: ‘Aşk'a uçmazsan kanat neye yarar..?’ ‘Aşk'a varınca kanadı kim arar..’, ‘ Yunus Emre buyurmuşlar ne kadar güzel söylemişler, her işimizi aşk ile yapmamız gerekir. Çocuğun sevilmesi ilgi gösterilmesi kadar önemli bir şey yok. İnsanı düşman eden sevgisizliktir, insanı huysuz eden ilgisizliktir. Çocuğa Allah ve ahiret inancını yerleştirmemiz lazım. Hiç bir tedbir bizleri ve çocuklarımızı dijital ortamın tehlikesinden koruyamaz, ancak çocuğun kalbine Allah korkusu ve ahiret bilinci yerleştirebilirsek bu mümkün. Bu maneviyatı, çocuklara daha küçükken aşılamamız lazım. Kibir kadar kin doğuran, tevazu kadar sevgi üreten başka bir şey yoktur. Kendimiz ruhi ve bedeni olarak sağlam olacağız ki, çocuğa fayda olalım. Yanlış üslup doğru sözün celladıdır, üslup ve nebevi metot çok önemlidir. Çocuğumuzla beraber namaz kılmalıyız ki örnek alsın. Çocuk bizim ayak bastığımız yere basar, bizi takip eder ve izler. Soğuk söz duymuş gönül , kırk yaz görse ısınmaz, yapılan hataları kırmadan dökmeden tamir etmeye çalışmalıyız. Çocuklarımızı ilgiyle sevgiyle ibadete alıştırmalıyız. Seni seviyorum demeyi angarya görmeyelim. Yanan ateşe odun atmaz isek ateş söner. Ailede baba bir güneş, anne ay, çocuklar birer yıldızdır, güneş ışığını söndürürse ayın da yıldızın da ışığı gider. Baba ,ilgisini ışığını her zaman canlı tutacak. Anne babamızın yanına gidince elini öpmeden sarılmadan hal hatır sorarsan, “iyiyim” der geçer ama sarılır elini öper sevgi gösterirsen, “iyiyim oğlum sen nasılsın, Allah tuttuğunu altın etsin” der, sevinir. Karşıdaki kişinin sizin ilginizi hissetmesi gerekir. Davranışlarda kabalık, ilişkilerde sertlik, konuşmalarda kırıcılık, ilişkilerimizi mahvediyor, Göz vardır, söz anlatır; söz vardır göz ağlatır. Gözleriyle söz anlatanlar, sözleriyle göz ağlatanlardır. Ergenler alıngan kırılgan olur, yanlışa kayabilirler, ergenlik çok hassas bir dönemdir. Bu dönemde tepkili bir dil ile konuşmayacağız, istediğiniz kadar vaaz, nasihat verin çocuğa kalbine temas edemezsek işimiz zor. Başarırsan severim, gözüme girersin gibi şartlı sevgi olmaz, kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak öyle davranacağız. Çocuklarımıza, yaşına göre davranmak çok önemli.’’ 
‘‘Baba Okulu Semineri’’ katılım belgelerinin dağıtımıyla sona erdi.

Kaynak: İlkay Danacılar