CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar “ 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” dolayısıyla mesaj yayımladı.
Yontar mesajına, “Emeğin hakkını ve eşit günlerin mücadelesini veren tüm kız kardeşlerim, yerkürenin bütün kadınları, toplumun yarısını oluşturan biz kadınlar;
8 Mart sadece eşit ve özgür bir geleceğin iradesi değil, aynı zamanda hak mücadelesi veren tüm kadınlara saygı duruşudur” diyerek başladı.
Kadınların tarih boyunca toplumsal mücadelenin en ön saflarında yer aldığını aktaran Yontar, “Sahip olduğumuz her hakta, edindiğimiz her kazanımda o cesur kadınların payı vardır” ifadelerini kullandı.
KADINLAR GÜNÜ’NÜN HİKAYESİ
Yontar, şunları kaydetti:
“Bundan 167 yıl önce ABD’de çalışan 40 bin dokuma işçisi kadın kendilerine dayatılan ayrımcılığı reddetti. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit işe eşit ücret talebi ile grev yaptılar. Fabrika kapıları üzerlerine kilitlendi ve o sırada çıkan yangında 129’u yanarak hayatını kaybetti.
Yaşamları ile bedel ödeyenlerin hak mücadelesi hiç unutulmadı. 27 Ağustos 1910’da Kopenhag’ta, Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin, dokuma fabrikasında hayatını kaybeden kadınlar için 8 Mart’ın ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak anılmasını önerdi. Bu öneri oy birliği ile kabul edildi. O günden bugünlere her kadın kendisinin, çocuklarının, ailesinin ve toplumun geleceği için insanca yaşam kavgası vermektedir. İstihdamda tutunabilen kadınların çoğu, düşük ücretle, sendikasızlıkla, işini kaybetme korkusuyla ve uzun çalışma süreleriyle, mobing ile baş etmeye ve evine ekmek götürmeye çalışmaktadır.”
2023’TE 315 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ülkemizde de 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandığını aktaran Yontar, şu ifadeleri kullandı:
“Bu önemli gün, sosyal bir yara olan, ‘kadına şiddet’ konusunda toplumsal farkındalık yaratmak için önemli bir fırsat olarak görülmelidir. Ancak kadın cinayetleri toplumumuzda hala kanayan bir yara olup, ülkemizde her yıl sayısız kadın, cinayete kurban gitmektedir. Sadece 2023 yılında 315 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür. AKP iktidarı 2011’den bu yana yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırarak adeta tüm kadınlarımızı korumasız bırakmıştır. 2002 yılından beri ülkeyi yöneten AKP iktidarında ülkemiz, kadın hakları bakımından daha da geriye gitmiş, kadın cinayetleri ve kadına şiddet ne yazık ki sıradan bir hale gelmiştir. Bu yönetim zaafı uluslararası raporlara da yansımaktadır. Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye listede 146 ülke arasından 129’uncu sırada yer almaktadır. Türkiye'nin yarınlarına ışık tutacak kadınlarımıza, korkmadan yaşayabilecekleri huzurlu ve güvenli bir Türkiye'nin sözünü vermek her vatandaşımızın birinci önceliği olmalıdır. Medeni, demokratik ve aydınlık bir Türkiye, kadınlarımızın omuzlarında yükselecektir.
8 Mart, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi için farkındalık yaratılmasında önemli bir semboldür. Hedefimiz, kadınların her alanda özgürce yaşadığı bir toplum olmalıdır.”
KADINLARIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI
Türk kadınının Atatürk devrimleri ile çağdaş, eğitimli, meslek sahibi ve özgür bireyler olma yolunda çok büyük kazanımlar elde ettiğini anımsatan Nurten Yontar, şöyle devam etti:
“Bu toplumsal gelişmenin devamı ancak cinsiyet eşitliğinin sağlanması ile mümkün olabilir. Kadınlarımıza her alanda fırsat eşitliği, çağdaş laik demokratik cumhuriyetimizin var olma koşuludur. Kadınların siyaset ve iş hayatına, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katılımının önündeki engelleri kaldırmalıyız.
Hedefimiz; kadının, yönetimde, siyasette, çalışma yaşamında, eğitimde, hukukta, evrensel hak ve özgürlüklerde erkeklerle eşit haklara sahip olduğu, her türlü toplumsal ve fiziki baskıdan uzak, özgürce yaşadığı bir toplum olmalıdır. Kadınlara yönelik her türlü şiddet ve baskıya karşı mücadelemiz sürecektir. Cinsel ayrımcılığa ve kadına şiddete son vermek için, eşitlik ve adalet için, eğitimden ve örgütlü mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz!
Emeğin mücadelesinin ve barışın simgesi olan Türk kadınlarının eşitlik ilkesi çerçevesinde hak ve özgürlüklerden adil bir biçimde faydalanması ve ayrımcılığın önlenerek toplumda hak ettiği yeri bulması dileğiyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”