Fikirlerin tartışılması, ülke sorunlarına ilişkin çözümler bulunması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, milleti temsil eden vekiller, yumruk yumruğa kavga ederek, mecliste kan döküyor...
Gazi Meclis’in 100. yılında, kuruluş ilkelerinden uzak bir tabloyla karşı karşıya kalınan, düşünceleri sözlü şekilde tartışmak yerine fiziki şiddetin, barbarlığın hüküm sürdüğü bir dönemdeyiz.
TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın, Hatay Milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının uygulanmamasına, iktidarın kendi politikalarına karşı çıkanları "terörist" ilan etmesine yönelik eleştirileri ve "Bu ülkenin en büyük terör örgütü, hanedanlık mafyasıyla devlete çökenlerdir" sözlerinin ardından, mecliste yumrukların atıldığı, şiddetin toplumun her kademesinde vücut bulduğu, utanç dolu bir kavga meydana geldi.
İktidara yönelik eleştirilerde bulunan ve düşüncelerini söyleyen Şık'a, AK Parti Milletvekili Alpay Özalan'ın yumruk atarak saldırması, diğer vekiller arasında arbede yaşanması, yumruklaşmaların devam etmesi; kavga sırasında HDP Milletvekili Gülistan Koçyiğit'in ve CHP'li Okan Konuralp'in yaralanması, TBMM'nin zeminine kan damlaması, şiddetin normalleştiğini ve çözüm yollarının diyalog yerine, kaba kuvvetle aranır hale geldiğini acı bir şekilde gösteriyor...
Toplumun en üst düzeyinde bile şiddeti bir çözüm yolu olarak benimseyen zihniyetin olması, ülkenin geleceği için endişe veriyor...
Fikirlerin özgürce tartışılabildiği ve bu tartışmaların neticesinde toplumsal uzlaşının sağlanabildiği bir ortam olması gerekirken, uygulanan fiziki şiddet, demokrasiye ve ifade özgürlüğüne doğrudan bir tehdit oluşturuyor.
Öte yandan milletvekilleri çözüm ararken şiddete başvuruyorsa, toplumun genelinde de farklı bir durum beklenmemeli...
Tüm milletvekilleri, temsil ettikleri halka ve meclisin amacına, saygınlığına uygun davranmalı..
Şiddet içeren tavırlar, yalnızca toplumun kutuplaşmasını derinleştirirken, demokrasiye de zarar verir...
Milletvekillerinin şiddet yerine diyalogla çözüm araması, tartışmaları şiddetle değil, saygı ile yürütmesi; meclisin, demokrasinin ve toplumsal huzurun sağlanması için oldukça önemli