Emeklilere ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında dört ikramiye ödensin”

Tekirdağ’da emekliler, her geçen gün daha da ağırlaşan hayat şartlarının düzeltilmesi için alana çıktı. Emekliler, en düşük emekli maaşının insanca yaşayabilecekleri bir seviyede, açlık sınırı üstünde olmasını, yılda 4 kez ikramiye verilmesini talep etti.  
 Tüm Emekliler Sendikası Tekirdağ Temsilcisi Nurdan Karaca, kent merkezinde yaptığı basın açıklamasında, 21 yıllık AK Parti iktidarının daha önce hazırladığı tüm merkezi hükümet bütçeleri gibi bu 2024 merkezi hükümet bütçesinin de saraydaki tuzu kuru bir grup danışman tarafından emekçileri, emeklileri, yoksulları, küçük üreticileri yok sayan, halkı işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa terk eden, çalışanların ve emeklilerin temsilcilerinin görüşlerine başvurulmadan hazırlanan bir belge olduğunu savundu. 
       
Daha önceki hazırladıkları bütçelerde de olduğu gibi 2024 bütçesinde de emeklilerin “insanca yaşamak istiyoruz” haykırışının karşılığı olmadığını belirten Karaca, “Sağlık hakkımız yok. Kısaca bu bütçede sosyal devlet yok, emekçiler, emekliler, küçük üreticiler, işsizler, yani halk yok. Bu bütçede var olan ise uluslararası sermayenin temsilcilerinin ve 5'li çetelerin Mehmet Şimşek eliyle uygulatacakları en vahşi haliyle neoliberal politika var” dedi.

Karaca, şöyle konuştu:
      
“Yoksuldan alıp, Londralı tefecilere ve bir avuç rantiyeye kaynak aktaracak bu bütçe ancak hukukun ortadan kalktığı, demokratik hak arama yollarının engellendiği bir toplumda uygulanabileceği için son günlerde anayasa da eksik ve kısıtlı da olsa var olan hak arama yollarını ortadan kaldırmaya yönelik sözde yeni anayasa yapılma amaçlı her türlü siyasal girişimlere başvurdukları, hatta bu amaçları doğrultusunda yargı kurumlarının en üstünde yer alan Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay gibi üst mahkemeleri dahi bir birine karşıt duruma getirerek, hukuka duyulan veya duyulacak olan güveni de yok etmeyi amaçladıkları gözlenmektedir.”

Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü:    
“Kur korumalı mevduat hesaplarıyla, başta 5'li çete olmak üzere yandaşlara araç garantili köprüler, yollar, maliyetinin birkaç katına hastaneler vs. yollarla bütçenin tüm kaynakları mutlu azınlığa ve alınan yüksek faizli dış borçlarla Londralı tefecilere aktarıldığı aşikardır. Daha önceki bütçelerde de olduğu gibi 2024 merkezi hükümet bütçesinde de bizim payımıza düşen ise; bütçe gelirleri çok kazanandan çok alınarak toplanması gerekirken, yine bütçe gelirlerinin büyük bir çoğunluğu dolaylı vergilerden sağlanacak. Yani bütçenin yükü her zaman olduğu gibi iğneden, ipliğe yapılacak zamlarla çalışanların, emeklilerin, yoksulların sırtına yüklenecek.  Son aylarda görüldüğü gibi, yıl içinde 2 kez olarak ödediğimiz vergilerin tekrar 2 kez, yani yıl da 4 kez ödeme zorunluluğu getirilmesinin yaşanması, gelecek yeni yıl veya yerel seçimler sonucu bizlerin neyle karşı karşıya kalacağımızın belirtisi olarak ta görmek mümkün dür.(motorlu taşıt vergisi gibi)  Sarayın daha önce hazırladığı tüm bütçeler gibi 2024 merkezi hükümet bütçesi de yine devasa bir açıkla bağıtlanacak. Örneğin 2018 bütçesi 762 milyar TL olarak ve 66 milyar TL açıkla bağıtlanmıştı ve bu oran da tutturulamamıştı. 2019 bütçesi de 969 milyar TL öngörülmüş ve 93 milyar TL açıkla bağıtlanmış ve bu oran da tutturulamamıştı. 2021 bütçesi de 1.1 Trilyon gelir, 1.4 Trilyon gider ile yani 300 milyar TL açıkla bağıtlanmıştı. 2022 bütçesi de 139,1 milyar TL açık verdi. Bütçe gelirlerini büyük oranda dolaylı vergilerden sağladıkları için bu sebeple sürekli olarak başta akaryakıt, elektrik, doğalgaz olmak üzere tüm temel tüketim ürünlerine sürekli zam yaparak bütçe açığını zenginlerin değil, halkın sırtına yıkıyorlar. 

DEMOKRATİK HAKKIMIZI KULLANMAK İSTİYORUZ

İklim değişikliği arazi tahribatına neden olacak mı? İklim değişikliği arazi tahribatına neden olacak mı?

Karaca, “Yoksullaştırılmaya karşı demokratik haklarını kullanıp sesini çıkarmak, kendini ifade etmek isteyen herkesi terörist, dış güçlerin maşası, gayri milli vs. diye yaftalayarak, en basit, barışçıl bir şekilde de olsa kendini ifade etmesi kolluk güçleriyle, o da olmazsa iktidarın sopasına dönüştürülmüş olan yargı marifetiyle engelleniyor. Basının da özgür olduğu bir sosyal hukuk devletinde bu vahşi neoliberal politikaları uygulayamazlar. 
Tek adam iktidarı 2024 yılında da idarenin sopasına dönüştürdüğü yargı eliyle emeklilerin doğru örgütlenme şeklinin sendika olduğu iş ve istinaf mahkemelerinin kararlarında da kabul edildiği halde sendikamızı bir kez daha kapatmaya çalışarak, emeklilerin sendika çatısı altında bir araya gelip, örgütlü bir şekilde haklarını aramasını engellemeye çalışacakları çok açık tır” değerlendirmesinde bulundu. 

“EMEKLİLER YOKSULLAŞTIRILMAK İSTENİYOR”
      
Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2024 bütçesinde de yokuz. Kendi yanlış ekonomik politikalarının sonucu olarak derinleşen ve artık saklanamayan ağır ekonomik krizin faturasının bize kesilmesi ile yoksulluk sınırından sonra açlık sınırı altına itilen biz emekliler 2024 bütçesi ile daha da yoksullaştırılmak isteniyoruz, yeter artık, yeter, yeter.
Biz milyonlarca emekli açlık ve yoksullukla baş başa, yaşama savaşı veriyoruz, sözün bittiği yerdeyiz, düşün artık bizlerin de, memleketimizin de sırtından.. 
İnsanca yaşamak biz milyonların hakkı değil mi?     
     
Şu an buradan ilan ediyoruz, aşağıda sıraladığımız taleplerimiz ve bedelini peşin olarak ödediğimiz primler, vergiler ve çalışırken üreterek ülke kalkınmasına kattığımız değerle le hak ettiğimiz tüm insanca yaşam haklarımız için sonuna kadar direneceğiz, direneceğiz. 

Karaca, emeklilerin taleplerini ise şöyle sıraladı:
 - En düşük emekli maaşı insanca yaşayacağımız bir seviyede, açlık sınırı üstünde olmalıdır.
 - Emeklilere ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında olmak üzere yılda dört ikramiye ödensin. İkramiyeler dul ve yetim maaşı alanlara da aldıkları maaş oranı kadar değil, tam ödensin
 - Temel gıda maddeleri ile elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatlarına yapılan yüksek oranlı zamlar nedeniyle düşen satın alma gücümüzde meydana gelen kaybın telafisi için seyyanen derhal zam yapılsın.
 - Emekli maaşlarının iktidarlar tarafından tek taraflı belirlenmesi yerine anayasa da gerekli düzenlemenin uluslararası tüm metinlerde geçtiği gibi, herkes sendika kurabilir şeklinde düzenlenmesi ve ardından TBMM de emekli sendikaları statü yasasının çıkarılarak bizlerle toplu sözleşme masasında belirlenmesini istiyoruz.
 - Aylık Bağlanma Oranının (ABO) eski sisteme %70'e döndürülmesini mutlaka istiyoruz.
 - Gerçek bir intibak Yasası derhal çıkarılarak 2000 öncesi ve 2000 sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin.
- 10 banka, 6 sigorta şirketiyle, TOBB ve ona bağlı odaların çalışanlarının olduğu 17 emekli sandığına bağlı yaklaşık 300.000 emekli de SGK çatısı altına alınarak yaşadıkları kimi mağduriyetler giderilsin.
 - Emekli maaşlarından yapılan muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilere son verilsin.
 - Şehir içi ve şehirlerarası tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
- Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın.
 - Hastanelerde Geriatri (yaşlılık) bölümleri açılsın. Var olanlar takviye edilsin. 
– Emekli maaşlarının yatırıldığı kamu veya özel bankalar maaş promosyonlarını günün koşullarına göre değerlendirmeli. Her 6 ayda bir maaş artışına göre promosyonlar tekrar güncellenmesi gereklidir.
 - Çalışanlar geçmiş yıllarda olduğu gibi artık emekli olduklarında kıdem tazminatlarıyla bir daire satın almak koşulları ortadan kaldırılmıştır. Biz emeklilere ucuz konut sağlayacak projeler ve şartlar geliştirilmelidir.
- Emekli yurttaşlara yaşamlarının sonbaharında hak ettikleri saygı gösterilsin. Yalnız yaşayan, hasta ve bakıma ihtiyacı olan emekli ve yaşlı yurttaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.

Kaynak: Özge Ebecek