Tekirdağ’ın Şarköy ilçesinde birlikte yaşadığı dini nikahlı eşi Ayşenur Akkurt’u canice öldüren ve sonrasında intihara kalkışan Rıdvan Kurt, 27 Ekim 2023’de hakim karşısına çıkacak.

Kadın cinayetine kurban giden Ayşenur Akkurt’un annesiz kalan iki kızı Ceylin ile Şura ve acılı yakınları mahkeme öncesinde “Kadın cinayetleri” konusunda farkındalık oluşturmak için yürüyüş düzenledi.

Yürüyüşe CHP il ve ilçe başkanlığının yanı sıra CHP’li Tekirdağ milletvekilleri Nurten Yontar ve İlhami Özcan Aygun da destek verdi.

Süleymanpaşa’daki Tekira AVM önünde toplanan Ayşenur’un yakınları “Ayşenur’a adalet için” seslerini yükselttiler. “Başka Ayşenurlar ölmesin”, “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine son”, “Haklı ölüm yoktur”, “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok”, “Çocuklar kimsesiz kalmasın” , “Bu dünyada kadın olmak zor, kadın ölmek kolay” “Ceylin ve Şura için adalet”, “Öldüren sevgi istemiyoruz”, “Yaşamak istiyoruz” , “Katilleri değil, kadınları koruyun” pankartlarıyla Tekira AVM önünden yürümeye başlayan kalabalık Üç Kemaller Parkı’nda konuşmalarını yapmak üzere durdu.

İlk konuşma dini nikahlı eşi tarafından yüzü ve boğazından bıçaklanarak canice öldürülen Ayşenur Akkurt’un kız kardeşi Büşra Akkurt tarafından gerçekleştirildi. Acılı kız kardeş konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Ayşenur şiddetin acımasız kurbanlarından biri oldu. Ablam arkasında bıraktığı koskocaman umut dolu yaşamına, hayallerine, sevdiklerine, çocuklarına bizlere elveda etmek zorunda kaldı. Şiddetin acımasız ve yürekleri parçalayan kurbanlarından biri olarak aramızdan ayrıldı. Arkasında yerine getiremeyeceğimiz hayaller ve gülümsemeler bıraktı. Ablam Ayşenur kadınların güçlü sesiydi. Şimdi ise biz onun adalet arayışının yankısıyız. Rıdvan Kurt'un işlediği bu dehşet verici suçtan dolayı mahkeme önünde hesabını vermesini istiyoruz. Adalet; ablam Ayşenur için yanıp sönmez bir mum gibi. Tüm kadınlar için bir ışıktır. Gelin bu adalet mücadelesinde birlik olalım. Sessizliği kırıp kadınların güvende olduğu bir dünya yaratmak için bir araya gelelim. Ablam adına kalplerimizdeki acıyı dindirmek ve umudu yerşertmek için buradayız.”

“ADALET SAĞLANANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM”

Büşra Akkurt’un ardından Baro Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Damla Nur Ercan basın açıklaması yaptı. Ercan şunları söyledi: “Bugün kalbimiz buruk. Bir yanımız eksik bir şekilde karşınızdayız. Bugün burada bir kaybı anıyoruz. Bu yılın başında Ayşenur Akkurt, Şarköy'de imam nikahlı eşi tarafından vahşice katledildi. Ayşenur'un olayı kadına yönelik erkek şiddeti sorununun ne kadar acil ve önemli olduğunu bir kez daha yüzümüze tüm gerçekliğiyle çarptı. Kadına yönelik erkek şiddeti sadece bireysel bir sorun ya da bir kadın sorunu olmanın ötesinde herkesi ilgilendiren toplumsal bir sorundur. Bu sorunu çözmek içinse hepimize düşen sorumluluklar bulunmaktadır. Biz Tekirdağ Barosu olarak Ayşenur Akkurt'un ve tüm kadınların yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Bu trajediyi unutmamalıyız ve bir daha tekrarlanmasını önlemek, tekrarlanmamasını sağlamak için birlikte hareket etmek zorundayız. Bugün burada kadının yaşam hakkını el sürülmemesi için hep birlikte yan yana duruyoruz. Tekirdağ Barosu 27 Ekim 2023 tarihinde Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan ilk celsede Ayşenur Akkurt'un anısına adaletin yerine getirilmesi ve toplumumuzun daha güvenli, daha adil bir yer olması için hazır bulunacağımızı kamuoyuna bildiriyor, gerçek adalet sağlanıncaya dek var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz.”

CHP Tekirdağ İl Kadın Kolları Başkanı Büşranur Pelen ise kadınların haklı mücadelesine verdiği desteği dile getirerek şunları söyledi: “Ülkemizde yaşanan ekonomik, toplumsal sıkıntılar maalesef toplumumuzu bir patlamanın sınırına kadar taşıdı. Bunu, toplumun sıkıntı ve umutsuzluğunun şiddet boyutuna vardığını üzülerek gözlemliyoruz. Toplumsal şiddet; kendisine en çok masum, günahsız kadınları hedef seçiyor. Kadınlarımıza yönelik şiddet olayları her geçen gün artıyor. Saray hükümeti kadınların bu feryadını duymadığı gibi İstanbul Sözleşmesi'nden de çekilerek toplumda kadın haklarını savunmak bir yana onların var olan haklarını yok sayıyor. Kadınlarımız öldürülüyor, çocuklarıyla birlikte sokağa atılıyor. Evlerinden ayrılmak zorunda kalıyor kadınlarımız. Töre ve sözde namus cinayetlerine kurban gidiyor. İşte bir kadınımız, iki çocuklu masum bir annemiz Ayşenur Akkurt da bu cinayetlerden birine kurban gitti. Failin duruşması 27 Ekim Cuma günü yapılacak. Kadın cinayetlerinin önüne geçmek, ancak toplumumuzun bu konuda göstereceği duyarlılık ve takibiyle mümkündür. Katiller en ağır cezaları almalı ve sözde iyi hal indirimlerinden yararlandırılmamalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadınlarımızın, kadın haklılarının takipçisiyiz. Türk kadınının layık olduğu haklara kavuşabilmesi, vatandaşımız bireysel hak ve özgürlüklerine özgürce kullanabilmesi ancak sosyal devlet ve sosyal demokrat politikalarla mümkündür. Bu vesileyle Ayşenur Akkurt kardeşimize Allah'tan rahmet, acılı ailesine sabırlar dilerken onun ve binlerce masum kadının yaşam hakkı için verdiği mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.”

“KADINLAR KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR”

CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar ise şu ifadeleri kullandı: “Kadına yönelik şiddet olgusu, cinsiyeti nedeniyle ev içinde ve dışında kadına uygulanan sistematik şiddet davranışlarıdır. Bu şiddetin ardında, erkeklerin toplumun her alanında görülen egemenlikleri ve kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikler yatmaktadır. Erkeklerin kadınlara şiddet uygulamasının nedeni: güç göstermek, öfke boşaltmak, kadınları kontrol etmek ya da cezalandırmak psikolojisinden gelmektedir. Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, dijital şiddet biçimlerinin tamamı bu amaca yönelik olup, şiddete maruz kalmak, kadın  korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamasına neden olmaktadır. Söz konusu bu baskılar istatistiklere de yansımaktadır. Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kadınların yüzde 31’i kendini güvende hissetmemektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38’dir. Yani neredeyse 10 kadından 4’ü hayatında erkek şiddetine maruz kalmaktadır.Boşanmış veya ayrı yaşayan kadınlarda bu oran yüzde 75'lere varan oranlara çıkmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre 14 Mayıs 2023 yılında yapılan seçimlerde 600 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 119, erkek milletvekili sayısının ise 481 olduğu görülmektedir. Meclise giren kadın milletvekili oranı 20233 yılında % 19,83 olmuştur. Yani 4 erkek milletvekiline karşın 1 kadın milletvekili düşmektedir. Diğer taraftan, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre eylül ayında 32 kadın cinayeti işlenmiş, 18 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 32 kadından 12’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesiyle, 1’i ekonomik bahane ile, 3 kadın ise asıl hedef olan kadınların yanında olmaları bahanesiyle öldürülmüştür. 16 kadının ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilememiştir. 16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin toplumdan saklanmak istenmesinin bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam edecektir. Öte yandan, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesi yok sayılarak 1 Temmuz 2021 tarihinde çıkılmıştır. Söz konusu bu hukuksuzluk kadın düşmanlarına cesaret vermiş olup, tüm kadınlar için tümüyle güvencesiz bir dönem başlamıştır. Bizler bu ülkenin kadınlar olarak, kadınları ikinci sınıf insan gören bu zihniyete karşı, haklarımızı, yaşamlarımızı ve kazanımlarımızı sonuna kadar savunacağız.  Kadın mücadelesini asla bitiremeyeceksiniz. Kadınları ikinci sınıf olarak gören karanlık odaklarla olan mücadelemiz mutlaka galip gelecektir.”

CHP’li Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ise Ayşenur Akkurt’un çocuklarının yanlarına gelerek, minik elleriyle tuttukları “Ben annemi çok özledim” pankartını gösterdi ve “Çok fazla söze gerek yok. En önemli, en anlamlı söz burada yazıyor. ‘Ben annemi çok özledim.’ Çocuklarımız annesiz kalmasın diye mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Kadına kalkan eller kırılsın. Kadınlarla olan birlikteliğimiz, onlara olan desteğimiz sonuna kadar sürecek ve inşallah adaletin tecellisini hep beraber göreceğiz. Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın. Başka Ayşenurlar’ı kaybetmeyelim diyorum. Hepinize katılımınızdan dolayı şükranlarımı sunuyorum Allah rahmet eylesin. Tüm aileye sabırlar diliyorum” ifadelerini kullandı.

Son olarak kardeşi için yazdığı şiiri Milletvekili Nurten Yontar’dan okumasını isteyen acılı kardeş Büşra Akkurt’un satırları, dinleyenleri duygulandırdı.

“Ayrılık ölümün diğer adı
Yarınlarımı katilim çaldı
Şura’m ve Ceylin’im annesiz kaldı
Ellerimden tüm haklarım alındı
Ne zaman adalet yerini bulacak?
Umutlar tükenince mi?
Resimlerimi iyi bakın, korumayın KATİLİMİ.”

trakyagazetesi- Ayşenur için adalet istediler2

trakyagazetesi- Ayşenur için adalet istediler3

Editör: Trakya Gazetesi