Öğrenciler ve pek tabi aileleri büyük umutlarla bütün bir yıl boyunca bu günü bekliyorlar. Her ne kadar sıkı çalışmanın önemine inansam da, tek bir güne ve ya iki güne genç bir insanın kaderini sığdırmayı haksızlık olarak görüyorum. Nitekim sınavda bütün bir yıl özveri ile çalışanlar, çalışmalarının meyvesini almış oluyor. Ama belki de bu kişi çok çalışmasına rağmen heyecanına yenik düşecek. Bocalayacak, bildiğini unutacak yada çok küçük dikkat hataları yapacak ve koca bir yılı heba olacak. Pes etmeyip önümüzdeki yıl tekrar sınava girmek isterse, aynı stres ve sıkıntıları iki kat daha fazla yaşayacak.
Sınav sisteminin sık sık değiştirilir olmasına alıştık diyelim. Ama sınavdan bir saat önceki hazırlık aşaması başka bir sınav gibi. Öyle şeyler yapılması isteniyor ki; sanki üniversite sınavına girmiyorsun da uzaya füze fırlatıyorsun. Kimse, hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmiyor. O sınava girdiğin gün anlıyorsun ki; yaptıklarınla baş başasın, her şey senin sorumluluğunda. En ufak bir dikkat eksikliği ile soruların tamamını doğru bile yapsan, sınavın geçersiz sayılıyor. En korkutucu kısmı da bu oluyor sanırım.
Sınavdan öncesi için çok fazla teferruat eklenmiş. Bazıları iyi olmuş, bazıları abartı. Mesela takı takmak yasak, cüzdan taşımak yasak. Pet şişede getirdiğin suyun bile etiketi olmayacak. Zaten sadece su getirebiliyorsun. Bunlar biraz abartı gibi. Ama elbet vardır bir bildikleri diye düşünüyorum. Yıllarca ne kopya yöntemleri duyduk malum. Bu kadar kuralı bir araya getirip uygulamak da büyük bir disiplin gerektiriyor. Bu organizasyonu yapan ve yürüten kişilere de helal olsun diyorum. Sınava giren bütün adaylara ne dense daha uygun olur bilemiyorum. En güzeli geçmiş olsun demek sanırım. Sağlıcakla kalın. Çünkü en güzeli sağlık...