Geçirdiğimiz 50 bin yılda ne kadar farklılaştık acaba? İlk insanlar nelere önem veriyorlardı, şimdi bizler nelere önem veriyoruz. İnsanın temel ihtiyaçları aslında ne kadar büyük bir öneme sahip. İşte ilk insanları hayal edersek önemini daha iyi anlayabiliriz.
Ya sonrası? Çok değil belki bundan 50 ya da 100 yıl sonra yaşayacak insanların ihtiyaçları nasıl olacak? Belki kirlenmiş doğayla, insan çokluğuyla, besin ve su sıkıntısıyla uğraşıyor olacaklar.
Bütün insanların aslında belki de tek ortak noktası insan olmaları. İnsan olduklarından dolayı da sahip olduğumuz ihtiyaçlar. İhtiyaçlar sonsuzdur ancak, temel ihtiyaçlar hepimizde ortak.
2050 yılında Dünya’nın insanlığa yetmeyeceğini öngören bilim adamlarını da düşünürsek, kaybetmememiz gereken bir ortak görüş elde ediyoruz. O görüş de insanlığın sorunlarına verilen önem olmalı. Şimdiden geleceğin planlaması yapılmalı.
Şu günlerde, bizlerin din, dil ve ırk gibi ayrımları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Neden hala buna odaklanmamış durumdayız acaba? Özellikle 2017’de haberlerde sürekli savaş ve şiddet başlıkları vardı. Paylaşamadığımız ne var acaba? Ya da paylaşamadığımız şeyler kalacak mı 50 yıl sonra?
Genel olarak insanlık tarihindeki bilinçlenme çabalarına baktığımızda, kıvılcımların hep yerelden başladığını görürüz. İnsan haklarına verilen önemin önce birkaç şehirde, sonra bir ülkede, sonra diğer ülkelere yayılmasıyla şekillendiğini görürüz. Belki de “Artık Dünya’da savaş ve şiddet istemiyoruz” konulu bir akım, bir yerlerde oluşur ve bütün Dünya’yı sarar. Gerçekten artık savaşa ve şiddete insanlık olarak dur deme zamanı gelmedi mi?