6 yaşındaki ressamın ilk sergisi 6 yaşındaki ressamın ilk sergisi

Tekirdağ’da yaşayan Osmaniyeli emekli polis Hasan Aslan, Süleymanpaşa Ortacami Sokak’ta açtığı dükkanda değerli taşlar satıyor. Ham ve işlenmiş değerli taşları yüzük, kolye, bileklik olarak da meraklıları ile buluşturan Hasan Aslan, tüm taşları yerinde kendi bulup, bin bir emekle topraktan çıkarıyor, temizliyor ve yine kendi işleyip, dükkanında satışa sunuyor.
Hasan Aslan’ın değerli taşlara merakı 2004 yılında başladı. Aslan polis olduğu dönemde eşine hediye olarak aldığı bir pırlanta yüzüğe üç maaşını verince, minicik bir taşın neden bu kadar pahalı olabileceğini araştırdı. Değerli taşların aynı zamanda birçok şifası olduğu bilgisi ile de tanışınca, bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak amacıyla araştırmalarını genişletti ve uzun uğraşlar sonucu şifalı taşlar uzmanı Hasan Kocabaş ile tanıştı. 

TAŞLARIN ENERJİSİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİ
Hasan Kocabaş ile yaptığı çalışma ve araştırmalarla birlikte topraktan çıkan tüm taşların bir enerjisi, bir gücü ve şifası olduğunu öğrendi. 
Hasan Aslan’ın biricik oğlu o dönemde hastaydı. 6-7 ay boyunca doktor doktor, şehir şehir gezmelerine rağmen bu hastalığa herhangi bir teşhis konamamıştı. En sonunda Adana’da bulunan bir hastanede çocuklarına 13 farklı test yapıldı ve bu testlerin sonucuna bakılarak çocuğa astım bronşit teşhisi konuldu. Hasan Aslan, konuyu birçok bilgisinden faydalandığı Hasan Kocabaş’a açtı. Kocabaş’ın kendisine çok değerli bir tavsiye verdiğini belirten Aslan, bir şişe suyun içine bir adet Apaçi Obsidyen taşı bırakıp bir süre bekletti, sonra da bu suyu oğluna içirdi. Mucizevi bir şekilde oğlu 1 ay içerisinde sağlığına kavuştu. 20 senedir oğlunda astım bronşitle ilgili hiçbir ize rastlanmadığını belirten Aslan, Apaçi Obsidyen’in gribi de 3 günde geçirdiğini belirtti. 

TOPRAKTA ŞİFALI TAŞLAR ARADI
Bu mucizevi iyileşme sonrasında şifalı taşlara olan ilgisinin çokça arttığını belirten Hasan Aslan, kendi çapında arazilerde dolaştı ve topraklarda şifalı taşlar aramaya başladı fakat bulamadı ya da bulsa da onun hangi taş olduğunu anlayamadı. Bu sebeple konuyla ilgili olarak eğitim almaya karar verdi. Bir yandan polislik tayinleri sebebiyle o şehirden bu şehre gezen, bir yandan şifalı taş eğitimleriyle uğraşan Hasan Aslan, o dönemde ilk olarak mineral eğitimini tamamladı. “Taşın hangi madenden olduğunu bilmeden onu bulmak zor.” diyen Aslan, mineral eğitimi ile maden arazilerini ziyaret edip ufak çaplı araştırmalarla hedefine yavaş yavaş ulaşmaya başladı. Daha sonra, Türkiye’nin ilk mineralli taş toplayıcılarından olan Hasan Kocabaş’tan eğitim almaya başladı. Bu eğitimlerle birlikte taşların her birinin ayrı bir şifası olduğu bilgisi ile tanıştı ve birçok sertifikaya da sahip oldu.

EĞİTİMLER ALDI
Örneğin Esenyurt Üniversitesinde şifalı taş eğitimi aldı.  Frekans, titreşim eğitimi, bioenerji, reiki eğitimleri ve daha birçok eğitimi başarıyla tamamladı. Daha sonra ise doğal taş işleme sertifikası almaya da hak kazandı.  Eğitimlerini tamamladıktan sonra daha bilinçli arazi gezileri yapmaya başladı. Öncelikle kendisine mineraldan zengin ve toprak yapısına göre bir alan belirliyor, daha sonra aletleriyle birlikte alana gidiyor, toprağı yüzeysel olarak kazıyor ve hedefine ulaşıyordu. Senede sadece 2 ay (yaz ayları) boyunca yaptığı bu gezilerden birçok doğal taş ile evine dönüyor ve bunları işliyordu. Bir taşı işlemek çok uzun sürüyordu. İşlemek için gerekli olan malzemeler pahalıydı. Bir yandan polislik, bir yandan taş işleme Hasan Aslan’ı zaman açısından zorluyordu. Bu sebeple işleme işini başkalarına devretti fakat yıllarca taş toplamaktan vazgeçemedi. 

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hasan Aslan, taş toplama ve taşıma ile ilgili şu bilgilerİ paylaştı:
“Ülkenin birçok yerini gezip inceleme ve araştırmalar yaptım. Şunu söyleyebilirim ki; Trakya doğal taş açısından çok fakir bir bölge. Hatta hiç doğal taş barındırmıyor diyebilirim. Fakat Kütahya, Manisa, Balıkesir, Şırnak, Kayseri, Adana, İzmir doğal taş yönünden çok zengin şehirlerimiz. Örneğin Balıkesir’de bol Ametist taşı var. İzmir’de Sitrin, Opal. Manisa’da yine Sitrin, Kuvars ve Ametist. Doğal Taş İşleme ve Sanata Dönüştürme belgeniz varsa, sit alanları hariç her yerde araştırma ve minik çaplı kazılar yapabilirsiniz. Buna Kırıntı Madenciliği deniyor. Yüzeysel yaptığınız kazılar içinse herhangi bir izne gerek yok. 35 kiloya kadar arabanızda taş taşıyabiliyorsunuz.”

OSMANİYELİ HASAN ASLAN’IN YOLU TEKİRDAĞ’A NASIL DÜŞTÜ?
Aslan’ın Osmaniye’deki evi merkez üssü Kahramanmaraş olan 7.7’lik depremle birlikte 2023 yılında yerle bir oldu. Oğlu Tekirdağ’da bir beyaz eşya firmasında çalışıyordu. Depremden sonra Osmaniye’de hiç bir şeyi kalmayan aile, oğlunun yanına, Tekirdağ’a taşındı. Hasan Aslan bu sırada polislikten de emekli oldu. Artık tüm vaktini doğal taşlara adamak için önünde onu yavaşlatan bir engel kalmamıştı. Tekirdağ’a geldiğinde, 20 yıldır doğal taşlarla ilgili edinmiş olduğu tüm bilgileri, aldığı eğitimlerden kazanmış olduğu her değeri insanlarla paylaşıp, taşların da ilaçlar kadar şifalı olduğuna onları inandırmak, insanlığa, şifa bekleyenlere alternatif bir yolla fayda sunmak istedi. Zamanında “Taşlardan şifa beklemek ve şifacılık Allah’a şirk koşmaktır.” diyenlere inat, Kur’an-ı Kerim’i okudu ve inci, zümrüt ve yakutun geçtiği bir çok bölümü orada da buldu, şirk koşmakla alakası olmadığını inanmayanlara anlatmak için çabaladı. Hocası Hasan Kocabaş’ın iki ay önce vefat ettiğini söyleyen Aslan, ondan öğrendiklerini nesilden nesile aktarmaya devam edeceğini vurguladı.
“Amacım insanlığa fayda sağlamak. Öldüğüm zaman arkamdan ‘Alla razı olsun, bana yardımı olmuştu’ densin bana yeter. Tekirdağ’a gelmeden önce Youtube kanalımdan bilgi paylaşımı yapmaktaydım. İlk dükkanımı ise burada açtım. İşlerim yoğun değil, belki dükkanın yeri sebebiyle çok fazla bir müşteri potansiyeli göremedim. Tekirdağlıların doğal taşlara çok fazla yönelimi yok gibi ama bence bu konuda çok bir bilgi sahibi değiller ve bilgi sahibi olmaktan da çekiniyorlar. Aslında bir hastalık için eczaneden alınan her ilacın özünde bir bitkinin özütü, bir vitamin vardır. Bitki topraktan gelir, taşlar da öyle. Bu taşların da özünde vitamin var. İlaçlar kadar şifalılar. Eski Mısır’da birçok hastalık bu doğal şifalı taşlarla iyileştirilmiş. Doğal taşları kullanmadan önce ve kullandıktan sonra mutlaka arındırmak gerekiyor. Taşlar negatif enerji yüklemesinden dolayı bazen patlayabiliyor. Doğal taşlar nötrleşince fayda sağlıyor. Bu konuda insanları kandırmaya çalışanlar, camı boyayıp değerli taş diye satmaya çalışanlar, para için insanların umudunu çalanlar da var.” Diyen Aslan, bin bir zorlukla elleriyle çıkarıp işlediği taşları piyasa değerinden daha uyguna satıp, herkesin ihtiyacı olan şifaya kavuşmasına aracı olmayı hedefliyor.
Taşların şifası ile tanışmadan önce, mesleğinin de etkisiyle silahları ve avcılığı ve acımasızlığı sevdiğini söyleyen Aslan, taşlarla tanıştıktan sonra sakinleştiğini, bir ağacın, bir bitkinin sesini herkesten farklı bir şekilde duyabildiğini, insanların enerji seviyesini hissedebildiğini, canlıların aura renklerini görebildiğini, evreni daha iyi tanıyabildiğini söylüyor. “Tüfekleri bıraktık, taşları aldık” diyen Aslan, “Vücudunuzdaki eksik olan enerjiyi bu taşlarla yerine koyabilirsiniz. Onları avucunuza alın ve enerjilerini hissedin. Bedeninizi tanıyın. Okuyun, evrene geliş amacınızı öğrenin. İnsanda ne maharetler var, yeter ki gücünüzü kullanmayı bilin. Bilinçlenin. Herkes araştırsa inanın dünya daha sakin, daha suçsuz, daha yaşanabilir bir hal alacak.” ifadeleriyle sözlerini bitiriyor.
Hasan Aslan, Tekirdağ Valiliği yanındaki Ortacami Sokak’ta, enerjinin gücüne inanan herkesi şifalı taşlarıyla tanışmaya bekliyor. Birbirinden güzel, rengarenk, ham ya da işlenmiş, hepsi de el yapımı olan doğal taşları dükkanında sergileyen Aslan, uygun fiyata, kişinin ihtiyacına veya burcuna özel tavsiyelerle; doğal taşlarını kolye, yüzük, bileklik, küpe  ve daha birçok şekilde satışa sunuyor. 
Hasan Aslan’ın Yotube’daki “Aslan Doğaltaş” kanalından şehir şehir gezip taş çıkarma maceralarını izleyebilir ve Instagram’da da @aslandogaltas1 adındaki hesabından ürünlerini inceleyebilirsiniz.

F07C6D78 F21F 4Eac A232 Fc63B178B388E4535Ac2 9F30 486F Bf3A Be86F3848D0767639910 1C53 4Dc7 Af50 617F1362455DB68C247D A849 4C48 B507 Cb29F09C6C8A81648E6B B1Da 4Cba B963 C64F743Ec2D039A7F1D1 8A38 4872 B8E2 2185A6E6763B82Cf8768 Ee70 49A4 84Da 9F8C81Ac6F3326D3F632 B65A 4825 9Afd 5143E8472F5812C5D7Fc 0590 4F60 8Feb 31451200Bbc06Acd17C1 Bb2B 4356 B069 27Af5F1F4A516Ae6B558 A735 43Ba 9A01 D5E6B4582B2C4Bbb1Dd2 5058 4724 B37D D36081C819534Df0Ad1C 1E28 4Bc6 Bc81 9545Cd844Ab11F2A6597 Fe7F 4E47 99F7 45F9014A718F1C4Cbbe9 7580 4117 9F4F 84E5595626F00Fa1D4Cb Fb2E 4Ebb B726 B0003593A1Db

Kaynak: Özge Ebecek