Bir ülkenin bağımsızlığı, özgür basının varlığı ile ölçülür. Baskı altındaki bir basın, kendi kendini bile sansürlemeye kalkar. Baskı altındaki gazete patronları ister istemez, istenilenleri yerine getirirler. Baskı sadece gazete patronlarına ve gazetecilere yapılıyor değildir. Baskı, halkın haber alma özgürlüğününde kısıtlanmasıdır.
Basın özgürlüğü engellendiği zaman, halk ülkede olup bitenden haber alamaz.
Bir gazete, ulusal çıkarlara aykırı davranmadığı, yalan yazmadığı, olayları saptırmadığı samimi ve ciddi eleştiriler getirdiği zaman hiç kimse ona yazma diyemez.
Öyleyse, muhalefetin yapacağı medyayı olumsuzluklar karşısında kullanmaktır. Bu arada kendi çözüm önerilerini de ortaya dökmektir. Demokrasiler böyle gelişir. Bu ülkede yaşayan halkta daha huzurlu ve mutlu yaşar.
Burada Büyük Atatürk’ün “Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır.” sözlerini unutmamalıyız. Bütün basın mensubu arkadaşlarımın Çalışan Gazeteciler Gününü candan kutluyorum...
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!