Tekirdağ'daki balıkçı teknelerinde çalışan Karadenizli tayfalar, memleketlerine dönecek Tekirdağ'daki balıkçı teknelerinde çalışan Karadenizli tayfalar, memleketlerine dönecek

Sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin ve akademisyenlerin  her fırsatta dile getirdiği “kadına şiddetle mücadele” çağrısı ne yazık ki bir türlü sonuç vermiyor. Bunca çağrıya ve alınan tedbire rağmen kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin önüne geçilemiyor. Geçen yıl Türkiye’de 315 kadın erkekler tarafından öldürüldü, binlercesi de şiddete maruz kaldı. Ülkelerin eğitim seviyeleri kadına şiddet ve benzer konularda belirleyici oluyor. Türkiye’de eğitimin her geçen yıl geriye gitmesi, kitap okuma alışkanlığının azalması ve son zamanlarda aileleri oldukça etkileyen ekonomik sıkıntılar, şiddetin bazı temel nedenleri arasında sayılabilir. Bütün bunlar ortadayken tüm Türkiye’de olduğu gibi Tekirdağ’da da kadınlara yönelik çeşitli etkinlikler ve açıklamalar yapıldı. Ancak bunların hiç biri kadına yönelik şiddeti azaltacak gibi görünmüyor. Yetkililerin bu çağ dışı davranışın önüne geçilebilecek kalıcı çözümleri hayata geçirmesi gerekiyor. 
KADINLAR FABRİKADA CAN VERMİŞTİ Öte yandan “8 
Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nün sadece kutlama programlarından ibaret tutulması, bu günün kazanılması için hayatlarını feda eden 120 kadın işçiyi de büyük haksızlık olur. 

ABD’nin New York kentinde, bir tekstil fabrikasında yaklaşık 40 bin kadın işçi, daha iyi koşullarda çalışmak için greve başlamışlardı. Polisin işçilere saldırması ardından da kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi 8 Mart’ı anma gününe dönüştüren olayların zeminini hazırlamıştı. 
Söz konusu fabrikada, kadınlar içeriye kilitlenmiş vaziyetteyken çıkan yangın tam bir katliam yaşanmasına sebep olmuştu. İşçiler fabrikanın önünde kurulan barikatlar sebebiyle yangından kaçamamışlardı. Tüm bu olaylar silsilesi ardından haklarını arayan 120 kadın işçi can vermişti. 
Dünyada ses getiren bu katliamın ardından yıllar sonra takvimler 26-27 Ağustos 1910’u gösterdiğinde, Danimarka’nın Kopenhang kentinde, 2’nci Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg bir öneri sundu. 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisi bu toplantıda oybirliğiyle kabul edilmişti. 
İşte kadın hakları için hayatlarını feda eden bu kadınların hiçbir zaman unutulmaması ve 8 Mart’ta onlar için de anma programları düzenlenmesi anlamlı olacaktır.

Kaynak: İlkay Danacılar